| Otel işletiyorum, tımarhane değil. Kapının ve kilidin parasını kim ödeyecek? | Open Subtitles | انا ادير فندقا و ليس مستشفى للمجانين , من سيدفع ثمنا للباب و القفل ؟ |
| Restoranı işletiyorum, pişiriyorum, temizliyorum. | Open Subtitles | ماذا ، ماذا تقصدين ؟ انا ادير المطعم ، اطبخ ، انظف |
| Ben beş yıldır burayı işletiyorum. Saç kesmeye hazır olduğunda bunu bilirim. | Open Subtitles | انا ادير هذا المكان لخمسه سنوات و سأعرف عندما تكون مستعداً |
| Koridorun sonunda, birinci katta. Ama ben sadece burayı işletiyorum. | Open Subtitles | في الأسفل ، الباب الأول لكنني فقط أُدير المكان هنا |
| Bir veri görselleştirme tasarım şirketi işletiyorum, bu şirkette bilginin erişilebilir olması için görsel sunumlar yardımıyla yollar geliştirip tasarlıyoruz. | TED | أنا أدير شركة تصميم تصور للبيانات ونحن نصمم ونطور وسائل لجعل المعلومات سهلة المنال من خلال تمثيلات بصرية. |
| Ama ben burada saygın bir mesken işletiyorum ve sorun istemiyorum. | Open Subtitles | لكن لدي فندقٌ محترمٌ أديره ولا أريدُ أن تثيرو أي مشاكل |
| Hadi söyle. Sen gittiğinden beri bu yeri ben işletiyorum. Ne planladığını bilmem gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | هيا لقد أدرت هذا المكان عندما رحلت أعتقد أني أستحق معرفة خطتك |
| Ben beş yıldır burayı işletiyorum. Saç kesmeye hazır olduğunda bunu bilirim. | Open Subtitles | انا ادير هذا المكان لخمسه سنوات و سأعرف عندما تكون مستعداً |
| Ama bilmenizi isterim ki çocuk bakım ünitemi sizin alıştığınızdan biraz farklı şekilde işletiyorum. | Open Subtitles | ولكن اريد منك الفهم اني ادير قسم رعايه الاطفال بطريقه مختلفه بعض الشيء عما اعتدتوا عليه |
| Ben de bir aile şirketi işletiyorum. | Open Subtitles | أنا ادير عمل للأسرة أيضا. ولداي الاثنين يعملان لدي. |
| Hayır, adıma çalışan çok fazla doktor var. Biyoteknoloji firması işletiyorum. | Open Subtitles | لا، لدي عمل آخر أنا ادير شركه تكنولوجيا حيويه |
| Saygı duyulan ve yasal bir organik insan eti kasabı işletiyorum burada. | Open Subtitles | انا ادير محل قانوني ومحترم للحوم البشرية العضوية |
| Kasabada evcil hayvan dükkânı işletiyorum. | Open Subtitles | أنا أُدير متجر للحيوانات الأليفة في وسط المدينة |
| Geyler için canlı seks hattı işletiyorum. | Open Subtitles | -على الأرجح انا أُدير خدمة مكالمات للشواذ |
| Hustler Aç-Aç Kulüplerini işletiyorum. Eminim duymuşsundur. | Open Subtitles | (أنا أُدير نوادي (هستلر غوـ غو إنني متأكّدُ بأنك سَمعتَ بها |
| Demek istediğim, bu çöplüğü ben işletiyorum ve teknik zırvalardan anlamam. | Open Subtitles | أنا أدير هذا المكان ولا أعرف شيئا عن التقنيات. |
| Yok yere iki kez sıkıştırıldım. Dikkatli olmalıyım. Ruhsatlı bir yer işletiyorum. | Open Subtitles | الشرطة استجوبتني مرتين بدون أي سبب يجب أن تحترس ,أنا أدير مكاناً مرخصاً و كل شيئ شرعي |
| Bu yeri biz değil, ben işletiyorum. | Open Subtitles | نحن لا ندير المكان، بل أنا الذي أديره. أجلسوها على الكرسي. |
| İki stüdyo işletiyorum. | Open Subtitles | لقد أدرت استوديوهين, و لقد تحكمت في نفوس |
| Bu oteli 15 yıldır işletiyorum. Bir gün bile izin yapmadım. | Open Subtitles | إنني أدير هذا الفندق منذ 15 عاما ولم آخذ إجازة قط |
| Tamir tipi işler, Bir tamirhane işletiyorum. | Open Subtitles | أنا مهندس وأدير جراج |
| Bir biyolaboratuvar işletiyorum. | Open Subtitles | بالتأكيد أفهم الفكرة فأنا أدير مختبر حيوي |
| Bak, burada iyi bir müessese işletiyorum. | Open Subtitles | اسمع، إنّي أدير مؤسسة رائعة هنا. |
| Bunu yapmamalıydın, Dutch. İyi bir yer işletiyorum. | Open Subtitles | لم تكن بحاجة لفعل ذلك ، يا داتش تعرف أنني أدير مكانا محترما |
| Londra'da ünlü bir ajans işletiyorum, ve bu konuda ruhsatım da var. | Open Subtitles | انا أدير وكاله ذات سمعه جيده فى لندن و لدى أوراق إعتماد |