| O da, yani benim rahim dostum, tüm gizli bilgilerinizi verdi ve işverenim tüm istediğini aldı. | Open Subtitles | لذا فإن توأمي أدلى بكلّ معلوماتكم الخاصّة ونال ربّ عملي كل ما احتاج |
| İşverenim Bilgisayar'ın sende olduğunu biliyor. | Open Subtitles | ربّ عملي يعرف بأن لديك التداخل |
| Kısa bir süre sonra, işverenim felç geçirdi | Open Subtitles | بُعيّد ذلك ، مُديري تعرض لسكتة دماغية |
| Buraya geldiğiniz için minnettarım ancak lütfen anlamanız gerek, Sir Robert benim işverenim. | Open Subtitles | واُقدر قدومك إلى هُنا لكن من فضلك ، ينبغي عليكِ أن تفهمي أن السيد " روبرت " هو مُديري |
| Hayır, artık işverenim olmadığı için gidiyorum. | Open Subtitles | كلا، أنا راحلة لأنني لم أعد أملك ربّ عمل. |
| Evet, gerçekte bir işverenim yok. | Open Subtitles | نعم ؛ أنا لا أملكَ أي ربّ عمل |
| İşverenim bana yerine getirmem gereken bir görev emanet etti. | Open Subtitles | رب عملي عهد إليّ بمهمة والتي أنوي الوفاء بها |
| İşverenim mi? | Open Subtitles | ربّ عملي ؟ |
| Bildiğiniz üzere işverenim son derece dikkatli biridir. | Open Subtitles | كما تعلمون ، إن مُديري رجل حذر للغاية |
| Bay Carson, Levinson ben değilim benim işverenim. Bu evde ikiniz de Levinson'sınız. | Open Subtitles | والسيد (كارسون)، رب عملي يسمى ( ليفنسون)، وليس أنا. |
| İşverenim gizli. | Open Subtitles | رب عملي سري |