| Bu karavanı alabilirsin ve büyük bir ihtimalle iyi fiyat olur çünkü en kısa sürede şehirden ayrılmak istiyor. | TED | تستطيع شراء هذه المقطورة، و ربما تحصل على عرض جيد حقا لأنه يريد الخروج من البلدة بأسرع وقت ممكن. |
| Ses, büyük ihtimalle oy getirir -- ve sonra belki de veto. | TED | ومع الصوت المسموع ربما يأتي التصويت، وربما يكون هناك أيضًا حق الفيتو. |
| Büyük ihtimalle yeğenimin yüzünü daha önce görmüşsünüzdür, Bay Mason. | Open Subtitles | رأيت الوجه من المحتمل أبنة أختي قبل ذلك، السيد ميسن. |
| O güveler büyük ihtimalle şu anda büyük delikler açmaktalar. | Open Subtitles | من المحتمل أن الحشرات تقضم السجاد و تفتح ثغرات كبيرة |
| Çünkü büyük ihtimalle en sevdiğimiz şeyler bizi en çok incitebilecek olanlardır. | TED | لأنه على الأغلب أن بعض الأشياء التى نحبها للغاية ستكون هى أيضا الأشياء التى يمكنها أن تكون الأكثر إيذاء بالنسبة لنا. |
| Giderseniz çok büyük bir ihtimalle kalp krizi geçirip ölürsünüz. | Open Subtitles | إذا غادرت هنالك احتمال كبير أن تصاب بسكتة قلبية وتموت |
| Büyük ihtimalle bu birimi iftira davası açmakla tehdit edecek. | Open Subtitles | وهنالك فرصة كبيرة أنه سيهدد بمقاضة الدائرة بسبب الإدعاءات الباطلة |
| Tasarımın içeriklerinden tek bir tanesi olduğunu düşünmüyorum, ama büyük ihtimalle en önemlisi. | TED | والتي أعتقد أنها ليست المكون الوحيد في التصميم , لكنها ربما الأكثر أهمية. |
| Her şey yolunda giderse büyük ihtimalle tüm silahlardan Pazartesi akşamı kurtuluruz. | Open Subtitles | ، كل شيء يسير كما ينبغي ربما نـُغرق الأسلحة كلها ليلة الإثنين |
| Büyük ihtimalle gelip sebep olduğum tüm sorunları anlatmak istemiştir bana o. | Open Subtitles | هي ربما فقط تريد ان تقول لك كم من المشاكل اسبب انا |
| Sana tanıdık görünmelerinin nedeni büyük ihtimalle ruhunun onlarınkini tanımasıdır. | Open Subtitles | ربما هُم ينظرون لكِ بالمثل لأنَّ روحكِ تعرَّفت على روحهم |
| Bu da demekki büyük ihtimalle kim olduğumuzu biliyor ve ortaya çıkarabilir.. | Open Subtitles | هو ما يعني أنها ربما تعرف من نحن وأنها يمكن أن تفضحنا. |
| Tabii ki, genç ama büyük ihtimalle çok iyi bir doktor | Open Subtitles | أنا متأكدة أنه شاب لكنه من المحتمل أنه طبيب جيد جدا |
| Bu büyük ihtimalle yeni olduğu içindir ve güçlerin gelişiyor. | Open Subtitles | حَسناً، ذلك من المحتمل فقط لأن هو جديدُ، وقوَّتكَ تَتصاعدُ. |
| Asıl plan büyük ihtimalle Dusty'nin kaseti Gale'in infazından sonra ortaya çıkarmasıydı. | Open Subtitles | تعرف، الخطّة الأصلية كانت من المحتمل لداستي لإصدار الشريط بعد إدانه غايل |
| Büyük ihtimalle, ilkokul öğrencisi ya da 7. sınıf falan? | Open Subtitles | من المحتمل انها طالبة بالمدرسة الإبتدائية أو بعمر 7 سنوات |
| Şimdi bu çok derin bir soru; çünkü cevap büyük ihtimalle evet, fakat doktorunuz cevabı bilmiyor olabilir, en azından henüz. | TED | وهذا هو سؤال عميق لأن الجواب في الأغلب يكون بالايجاب. ولكن طبيبك قد لا يعلم الجواب، على الأقل ليس بعد. |
| Yani buyuk ihtimalle bu anlasmayi saglayamayacaksiniz ve hepimiz olecegiz. | Open Subtitles | لذا ثمّة احتمال مرجّح بفشل صفقتكم مما سينتهي لهلاكنا أجمعين. |
| Bu üçlüyü bulun ve işe koyulun, büyük ihtimalle fosil bulursunuz. | TED | قم بإيجاد هذه الأمور الثلاثة واقترب من الأرض، حينها سيكون لديك فرصة جيدة في إيجاد الاحافير. |
| En iyi ihtimalle ekip 6 saat içinde orada olur. | Open Subtitles | الآن، في أفضل الحالات بوسعي إرسال فريق خلال ست ساعات |
| Şu anki bulgularımıza göre bu büyük ihtimalle Dünya'nın içinden çıkıp geliyor. | TED | ما عثرنا عليها حتى الآن محتمل أنها تأتي من داخل الأرض. |
| Bu da demek oluyor ki yüzde 19 ihtimalle doğruyu söylüyordu. | Open Subtitles | مما يعني أن هنالك إحتمال بنسبه 19 أنه كان يقول الحقيقة. |
| Ancak eğer soruyu sorarsanız doktorunuz büyük ihtimalle cevabı aramaya koyulacaktır. | TED | ولكن إذا سألت السؤال، فإن طبيبك في الغالب سيبحث عن الحل. |
| Öyleyse büyük ihtimalle polis er ya da geç burada olur. | Open Subtitles | غالباً ما ستأتي الشرطة هنا الآن أو في أى وقت لاحق. |
| Tanrım, en iyi ihtimalle küçük tatlı bir şey çıkar. | Open Subtitles | يا إلهي , أفضل سيناريو لدينا غرفة توليد جيدة صغيرة |
| Eğer kömür balığını geçersek, gelecek tercih büyük ihtimalle tatlısu çipurası olur. | TED | اذا ذهبنا من خلال بولوك، الخيار القادم هو على الارجح سيكون البلطي. |
| Yüksek ihtimalle biri tereddütlü diğeri yaptığından zevk alan iki zanlıyı arıyoruz. | Open Subtitles | اذن نحن غالبا بصدد جان متردد و جان اخر يستمتع بالأمر حقا |
| Büyük ihtimalle bütün seti tamamlamışlardır şimdiye. | Open Subtitles | الإحتمالات أنهم قد أكملوا إعداد كلّ شيئ الآن |
| İnkar etmeyi deneyebilirsin ancak zayıf bir savunma olur ve en iyi ihtimalle seni yetersizlikten açığa alırlar. | Open Subtitles | ربما تحاول الانكار , ولكن تلك حجه واهيه وفى افضل الاحوال ستتهم بعدم الكفاءه |