| Evet ama, ihtiyaçlarımı giderdikten sonra... haberi duyurmamda ne sakınca var? | Open Subtitles | حسناً , ما الضرر في ملاقاة احتياجاتي قبل نشر الخبر ؟ |
| Böylece de yeteneklerini ve becerilerini ihtiyaçlarımı karşılamak amacıyla kıyaslamaya başladılar. Ama yapmaları gereken şeylerin başında | TED | ولذلك بدأو العمل محاولين استخدام مواهبهم ومهارتهم لسد احتياجاتي ولكن أحد الأشياء التي فعلوها |
| Ve anlamalıyım ki bazen benim ihtiyaçlarımı başka ihtiyaçlar yüzünden erteleyebilirim. | TED | ان احيانا احتياجاتي توثر سلبا على احتياجات الاخرين |
| Burası sadece ihtiyaçlarımı karşılayan değil aynı zamanda onları kucaklayan bir yer. | TED | هذا ليس مكان فقط ليتحمل حاجاتي و لكنه يحيطها برعاية |
| Bu akşam ahırda uyuyacağım, ihtiyaçlarımı karşılıyor mu bakacağız. Güzel. | Open Subtitles | سانام في الاسطبل الليلة وارى اذا كان يناسب حاجتي |
| Onu aramak ve ona ihtiyaçlarım olduğunu söylemek istiyorum çünkü o benim ihtiyaçlarımı kocamdan daha iyi biliyordu. | Open Subtitles | إحتياجات لديّ بأن وأخبره أهاتفه أن أريد بإحتياجاتي يهتم كيف يعرف كان لأن زوجي يفعله كان ما تفوق بطريقة |
| Senden bir teberruda bulunmanı istemedim ama sen de benim ihtiyaçlarımı karşılarsın artık. | Open Subtitles | لم أنساك من التبرعات لكني متأكد بأنك لم تنسَ احتياجاتي |
| Bunu yapma! Sakın yapma! Benim ihtiyaçlarımı küçümseme. | Open Subtitles | لاتفعل ذلك ، لاتفعل ذلك لاتقلل من احتياجاتي |
| En nihayetinde... öğrendim ki insanları dönüştürme nedenim... kendi ihtiyaçlarımı karşılamak için. | Open Subtitles | لقد تعلّمتُ أخيراً بأني، بمعنى ما، كُنتُ أستعبدُ الناس إلى ديننا لأخدُمَ احتياجاتي الخاصة |
| İhtiyaçlarımı karşılaması için üstünde azıcık oynama yapmam gerekebilir. | Open Subtitles | قد أضطر لأن ألجأ للتعديل بها قليلاً من أجل احتياجاتي |
| Aslında ihtiyaçlarımı başka yerde karşılamam gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | قالت ان علي اساساً ان البي احتياجاتي فيمكانما اخر. |
| Kendi ihtiyaçlarımı senin ihtiyaçlarının önünde tuttuğumu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | أتعتقد أنّني أضع احتياجاتي قبل احتياجاتنا؟ |
| Ben bunu yapamadım çünkü kendimle ihtiyaçlarımı ayrı tutamadım. | Open Subtitles | لم أفعل ذلك لانني لم أستطع ابعاد نفسي و .احتياجاتي من المعادله |
| Eğer ihtiyaçlarımı karşılayacak sayıyı sağlayabilirseniz. | Open Subtitles | بشرط قدرتك على الحفاظ على حجم تلبية احتياجاتي أجل |
| Chip fiziksel ihtiyaçlarımı görür. | Open Subtitles | تشيب يؤمن لي احتياجاتي الجسدية |
| Bunları duymak, belki de sana acı veriyor biliyorum, ama tüm ihtiyaçlarımı gideriyor. | Open Subtitles | أعرف بأنّه قد يكون صعباً عليك سماع ذلك، لكن يرضي كلّ حاجاتي |
| Sanırım tüm ihtiyaçlarımı hep tek bir kadının karşılıyacağına inanmışımda ondan. | Open Subtitles | اعتقد بأن امرأة واحدة تكفي لإنجاز كل حاجاتي |
| Ve aynı şeyi yapabilecek bir adam arıyorum, benim ihtiyaçlarımı karşılayabilecek biri. | Open Subtitles | , و أنا أبحث عن رجل يمكنه فعل المثل , رجل يشبع حاجاتي |
| İhtiyaçlarımı bana karşı kullanmak gibi bir huyu var. | Open Subtitles | هي لديها ذلك النوع من الاستفادة حاجتها مقابل حاجتي |
| Ancak ihtiyaçlarımı karşılamamın başka yolu yok. | Open Subtitles | ولكنني لاأجد أي طريقة أخرى لإشباع حاجتي |
| Bilesin diye söylüyorum, benim eşsiz besinsel ihtiyaçlarımı saymazsak bunu olabildiğince sık yapmam gerek. | Open Subtitles | ...لعلمك فقط، بشأن حاجتي الغذائية الفريدة أنا أقوم بذلك بشكل نادر على قدر ما أستطيع |
| Onu aramak ve ona ihtiyaçlarım olduğunu söylemek istiyorum çünkü o benim ihtiyaçlarımı kocamdan daha iyi biliyordu. | Open Subtitles | أريد أن أهاتفه وأخبره بأن لديّ إحتياجات لأن كان يعرف كيف يهتم بإحتياجاتي بطريقة تفوق ما كان يفعله زوجي |
| Şahsi ihtiyaçlarımı karşılıyor. | Open Subtitles | تهتم بإحتياجاتي الشخصية الآخرى |