| Fakat onlar bile tam olarak yeterli değil. Bize tam olarak ihtiyacımız olan şeyi sağlayamıyorlar. | TED | ولكنها لا تنجز المهمة تماما. لا تعطينا ما نحتاجه تماما |
| Oduna ihtiyacımız vardı ve aldık. İhtiyacımız olan şeyi her zaman alırız. | Open Subtitles | احتجنا إلى الحطب وأخذناه إننا نأخذ دوماً ما نحتاجه |
| O zaman kazanmak için ihtiyacımız olan şeyi bulmamıza yardım et. | Open Subtitles | إذن ساعدنا للعثورعلى ما نحتاجه لكسب القضية |
| O dava açana kadar muhtemelen ihtiyacımız olan şeyi buluruz. | Open Subtitles | بحلول الوقت سيسمع سيكون لدينا على الارجح ما نحتاج إليه |
| En çok ihtiyacımız olan şeyi çalmak ve görmek için burada kalmak. | Open Subtitles | تسرق ما نحتاج إليه بشدّة ثم تلتصق بنا و تتباهى بذلك |
| Şimdi benimle gel. Sanırım ihtiyacımız olan şeyi nerede bulabileceğimizi biliyorum. | Open Subtitles | والآن رافقني، أظنّني أعرف أين نجد ما نحتاجه |
| Biliyorum zordu, ama çıkartmayı engellemek için ihtiyacımız olan şeyi söyledi. | Open Subtitles | أعرف ان هذا كان قاسياً لكنها قالت ما نحتاجه لمنع إخراج الجثة |
| Döndü bile. İhtiyacımız olan şeyi yanımda getirdim. | Open Subtitles | عادت فعلاً ولديّ ما نحتاجه بالضبط |
| İhtiyacımız olan şeyi tüketiyoruz. | TED | ما نحتاجه بدأ ينفد. |
| İhtiyacımız olan şeyi elde eder etmez onu yenecek ve Aurora'yı özgürlüğüne kavuşturacağız. | Open Subtitles | حالما نحصل على ما نحتاجه سنهزمها، و تصبح (أورورا) حرّة |
| İhtiyacımız olan şeyi yine her zamanki bulacağız. - Yol üzerinde. | Open Subtitles | {\pos(190,220)} سنجد ما نحتاجه كما نفعل دومًا خلال الطريق. |
| Hayatta kalmak için ihtiyacımız olan şeyi yaparız. | Open Subtitles | نحن نفعل ما نحتاجه للنجاة |
| - Grady, ihtiyacımız olan şeyi aldın mı? | Open Subtitles | -جريدى ,هل احضرت ما نحتاجه |
| Çaresiz bir şekilde ihtiyacımız olan şeyi almaya. | Open Subtitles | -لإحضار ما نحتاجه بشدة |
| Çünkü ihtiyacımız olan şeyi bulamazsam, o kendini kurtarmanın başka bir yolunu bulacaktır, beraberinde sen de kurtulursun. | Open Subtitles | لانه ان لم اجد ما نحتاج سيكون هو الوحيد ليجد طريقة لينقذ بها نفسه |
| Bu çalışmalar hakkında asıl önemli şey yalnızca bu etkileşimlerin ne kadar anlamlı olabileceği; yakınlığın bu özel formunun bizim arkadaşlarımıza ve ailemize ihtiyacımız olduğu kadar ihtiyacımız olan şeyi bize nasıl verdiğidir. | TED | الشيء المهم حول هذه الدراسات هو كيف يمكن أن تكون هذه التفاعلات ذات أهمية؛ وكيف لهذا الشكل من التقارب يعطينا شيئاً نحتاجه بقدر ما نحتاج أصدقائنا وعائلاتنا. |
| İhtiyacımız olan şeyi, onun bedeninden alabileceğiz. | Open Subtitles | سنتمكن من حصد ما نحتاج من جسمه |