| Ve tabiki , nasıl şifrenin nasıl yazılcağını bilmeyip bu konuda yardım aldığımdan beri. İki lisans öğrencim vardı | TED | وبالطبع بما أنني لا أعرف كيف أكتب البرامج,حصلت على مساعدة في هذا المجال ساعدني اثنان من طلبة الدراسات العليا | 
| Ve çocuklarını doktora getirmek için iki, üç ve bazen de dört otobüse binmiş annelerin yorgunluğu oldukça belirgindi. | TED | و التعب المضني للامهات اللواتي اخذن اثنان, ثلاثة, في بعض الاحيان أربعة باصات ليجلبن اطفالهن للطبيب كان واضحا تماما. | 
| Bu, eski bir bisiklet tüpü geniş lastik bandı ve iki emniyet pimiyle. | TED | هذا أنبوب دراجة قديمة، والتي تعطي مطاطا واسع النطاق، إثنان من دبابيس الأمان. | 
| Bu yolculukta iki yerine dört beyaz adam daha iyi olabilir. | Open Subtitles | أربعة رجال بيض قد يكونون أفضل من إثنان على هذه السفرة. | 
| Harare'de sıcak bir Ağustos sabahı Farai, iki çocuk annesi 24 yaşında bir kadın bir banka doğru adım atıyor. | TED | في أحد صبحيات أغسطس الدافئة في هراري، فاراي، أم لطفلين تبلغ من العمر 24 عامًا، تمشي نحو مقعد في حديقة. | 
| Sahip olduğumuz en önemli iki şey zaman ve insanlarla ilişkilerimiz. | TED | اثنان من أثمن الأشياء لدينا هو الوقت وعلاقاتنا مع الأشخاص الآخرين. | 
| Bizim neslin büyük ihtimalle en büyük iki keşfi internet ve cep telefonlarıdır. | TED | الاختراعان الاكثر احتمالا انهما اكبر اثنان في جيلنا هما الانترنت و الهاتف النقال | 
| İki IŞİD militanından her biri, bir parça kağıt seçiyordu. | TED | سيختار اثنان من مقاتلي داعش قطعة من الورق لكل منهما. | 
| ve iki - TED 2006 temasını ben seçmek istiyorum | TED | و اثنان – أريد اختيار شعار مؤتمر تيد لعام 2006. | 
| İki kaçak maymunun iyiliği için hapse gitme riskini almamı mı istiyorsun? | Open Subtitles | أنت تطلب مني تعريض الاقفاص للخطر من أجل إثنان من القردة هربو؟ | 
| Ben senin kahrolası şerifin değilim. Bana bir, iki-- iki de yukarıda. | Open Subtitles | أنا لست شريفك اللعين سأحتاج واحد ، إثنان , إثنان فوق هناك | 
| Ve bu duruma kendini hazırlamış... bir iki aday hep olmuştur. | Open Subtitles | وكان هناك دائماً مرشح أو إثنان منتظرين للحصول على وضع الحالة | 
| Sen gelirsen, 3 kişiyiz, durum güvenli. Sen gelmezsen, iki kişiyiz. | Open Subtitles | معك نحن ثلاثة , الوضع يكون آمن، أما بدونك فنكون إثنان | 
| Bu kadın kendini zehirli fosfora mağruz bırakacak, bakırdan kaynaklanan iki kiloya yakın zehirli kurşunu çocuklarının ortamına salacak. | TED | هذه امرأة تعرض نفسها للفسفور السام، يفرز أربعة أرطال من الرصاص السام في البيئة المحيطة بأبنائها، وهي من النحاس. | 
| Tabi pek çok çevreci büyümenin iyi olduğunu söylemez, çünkü, lügatımızda, asfalt aslında iki kelimeden oluşur: suç atmak. | TED | بعض خبراء البيئة الآن لا يقرّرون أن النمو جيد. لأن، في معجمنا، الأسفلت هو عبارة عن كلمتين: وضع اللوم. | 
| Kilisenin saati ikiye vurunca mezara inip orada ışıldayan iki mumu söndürürsün. | Open Subtitles | وفى الساعة الثانية تماماً, تستطيع أن تدخل المقبرة وتطفىء الثلاث شمعات بالداخل. | 
| Yani mutluluk son iki yıldır duyduğumuz en popüler kelime. | TED | إذاً فالسعادة هي الكلمة الأكثر شعبية سمعناها خلال العامين الماضيين. | 
| Tek başına amaçsız dolaşabilirsin. Ama iki kişi mutlaka bir yere gidiyordur. | Open Subtitles | واحد فقط يكون متجول , أثنان معاً دائماً يذهبون إلى مكان ما | 
| 2008 yılında, 20 saniye kadar uçmuştu, bir yıl sonra iki dakikaya, sonra altı dakikaya, ve nihayet 11 dakikaya kadar uçabildi. | TED | في عام 2008، قامت بالتحليق لفترة مذهلة بلغت 20 ثانية، وبعد عام، حلقت لمدة دقيقتين، ثم ستة، حتى وصلت الى 11 دقيقة. | 
| Bu materyal için bilinen iki kullanım iç tasarım ve multi-touch sistemlerdir. | TED | اثنين من التطبيقات المعروفة لهذه المادة تتضمن التصميم الداخلي وانظمة اللمس المتعدد | 
| A.B.D. Çin ile birlikte en büyük iki karbon salıcısıdır. | TED | الولايات المتحدة هي أحد أكبر أثنين في الإنبعاثات، بجانب الصين. | 
| İkinci testte iki kez oturan kişiler iyi yapamadılar; pratik işe yaramadı. | TED | الأشخاص الذين جلسوا مرتين خلال الاختبار الثاني لم يتحسنوا، ولم يفدهم التدريب. | 
| Doğanın ana yaratma süreci morfogenez bir hücrenin iki hücreye bölünmesidir. | TED | نهج الطبيعة الأساسي في الخلق، والتشكل، هو انقسام خلية إلى اثنتين. | 
| Bu iki cihaz, Sürücü Kavrama ve Hız Şeridi çok kullanışlılar. | TED | وبالتالي فإن هذان الجهازان مقبض المحرك وقطاع السرعة ، فعالان جداً | 
| Bir iki gün izin yapın tekrar toparlandığımızda sizi ararım. | Open Subtitles | خذي بضعة ايام للراحة عندما نعيد التنظيم ، سأتصل بك | 
| Her iki şekilde de, sivrisinekler bizi karanlıkta koklayarak buluyorlar. | TED | وفي كلتا الحالتين، يجدنا البعوض فى الظلام عن طريق تشممنا. |