| Yarın sabah Anne bizi uyandırmaya gelecek... ve bize iki bardak süt ve kurabiye getirecek. | Open Subtitles | أعلم أنه في الغد ماما ستأتي لتوقظنا و تحضر لنا كأسين لطيفين من الحليب والكوكيز |
| - İki bardak içtim. - Hadi. | Open Subtitles | لا أدري ان كان يجدر بي ذلك لقد شربت كأسين قبل هذا |
| Bebeğim bize iki bardak kırmızı şarap getirmeye ne dersin? | Open Subtitles | عزيزتي، أتَعتقدينُ بأنّكِ تستطيعين بأن تَذْهبِ لتحضري كأسين من النبيذ الأحمر؟ |
| Evet, iki bardak kahve, iki tane ekstra dip soslu krep sipariş veriyoruz. | Open Subtitles | نعم، نحتاج كوبين من القهوة وفطيرتين فطور من الحجم الصغير مع زيادة في الصلصة الخارجية |
| Bu yüzden günlük bir veya iki bardak suyumuz vardı. | Open Subtitles | في الأساس لم يكن لدينا من الماء إلا كوب أو كوبين يومياً. |
| Sabah iki bardak kahve içtikten sonra bir şeyin kalmaz. | Open Subtitles | كوبان من القهوة بالصباح وستحل المشكلة |
| İki yengeç ve iki bardak şarap | Open Subtitles | اثنان من طبق سرطان البحر و كأسان من النبيذ |
| İki bardak bulundu. | Open Subtitles | وجدنا قدحان قدح واحد من دون بصمات |
| İki bardak muzlu süt alabilir miyiz? | Open Subtitles | أيمكنني الحصول على كأسين من الحليب مع الموز؟ |
| İki bardak da bana değil. | Open Subtitles | لا تفترض أن لي حق جرعة من ذلك الخمر ؟ كأسين ليس فقط لي |
| Pek değil, hamile kalmadan önce iki bardak şarap içebiliyordum ki, hamile olmamak da güzel bir şeymiş. | Open Subtitles | ليس في الواقع , ولكني تناولتُ كأسين من النبيذ قبل مجيئكِ وهو شيء واحد لطيف بشأن عدم كوني حاملا |
| İki bardak şarap, ve açık olalım, mantarların çoğunu. | Open Subtitles | كأسين من النبيذ. و، دعونا نواجه الأمر، معظم قبعات الفطر. |
| Bir değil, tam iki bardak kafeinli alkol içtim bir de şu, çılgın kabak kızartmalarından yedim. | Open Subtitles | لم أحتسي كأس واحد, بل كأسين من النبيذ وأكلت بعضاً من البطاطس الرائعة المطبوخة بالفرن |
| İki bardak şampanya alabilir miyim? | Open Subtitles | أيمكننا أن نأخذ كأسين من الشمبانيا ، رجاء ؟ |
| - O zaman 6:45'te iki bardak kahveyle oradayım. | Open Subtitles | إذن، سأكون هناك عند 6: 45 ومعي كوبين من القهوة |
| Kısa dalga, uzun dalga, karanlık dalga genişbant, x -bant, iki bardak ve de bir iplik. | Open Subtitles | الموجة القصيرة , الموجة الطويلة , الموجة السوداء النطاق الترددي العريض , الفرقة القديمة ..كوبين من القهوة وسلسلة |
| Bize iki bardak hazırlayacağım Bana sonra teşekkür edebilirsin. | Open Subtitles | سأعُد لنا كوبين ويمكنك أن تشكريني لاحقاً. |
| Odanın karşısından iki bardak sodayla geliyorum. | Open Subtitles | أنا أسير عبر الغرفة أحمل كوبان من الصودا ...أخطو نحوكم |
| İlginçtir çünkü suratına iki bardak votka tonik atılmış gibi duruyorsun. | Open Subtitles | هذا غريب ، لأنك تبدو كمن تم سكب عليه كأسان من الشراب |
| İki bardak içi buzlu buzlu su. | Open Subtitles | قدحان من الماء البارد بالثلج |
| Brandy, iki bardak. Kendi kendine içmedin herhalde. | Open Subtitles | براندى ، وكأسان ، أنت دائماً ما تشرب لحالك |
| Her gece saat 10'da sandviç ve iki bardak şarapla uyandırılacaksın. | Open Subtitles | كلّ ليلة عند العاشرة سأوقظكِ بالشطائر و قدحين من الشراب. |
| İki bardak kahve sipariş etti ve benim için süt ve şeker koydu. | Open Subtitles | وطلب فنجانين من القهوة ووضع الحليب والسكر في فنجاني |