| Kısacası, elimizde kalan zamanda arama alanını iki kat daha genişletebiliriz. | Open Subtitles | كحد ادني : يمكننا مضاعفة البحث بمنطقتين في الوقت الذي فقدناه | 
| Bana yardım etmezsen yaşı benden iki kat büyük biriyle evlenmek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | إذا لم تساعدني سوف أجبر علي الزواج من شخص أكبر من عمري بمرتين | 
| Utanılacak bir durum değil. Sadece iki kat eğlenceye ulaşmanın yolu. | Open Subtitles | لا شئ نخجل منه فقط نحصل على مرح مضاعف بهذة الطريقة | 
| Her jenerasyon ebeveynlerinden iki kat kadar daha iyi durumda. | TED | بحيث يكون مستوى معيشة كل جيل ضعف مستوى معيشة والديه | 
| Bir geçiş merdivenine gitmek iki kat aşağıya, mühendislik bölümüne ulaşmak. | Open Subtitles | لنصل إلى أحد المنافذ و نتجه طابقين لأسفل إلى القطاع الهندسى | 
| Bu adamı ezip geçeceğime ya iki kat oynarsınız ya da hiç. | Open Subtitles | أراهن على الضعف أو لا شيء أنّي سأهزم هذا المغفّل شر هزمٍ | 
| Ama hükümet askerlerini her pusuya düşürüşümüzde iki kat fazlasıyla dönüyorlardı. | Open Subtitles | ولكن في كل مرة نصبنا كمينا لجنود الحكومة يأتون بضعف العدد | 
| İki kat fazla çünkü seni oyunda tutmak istiyor, Seth. | Open Subtitles | مضاعفة , لانه يريد ان تبقى في اللعبة , سيث | 
| Pozisyonun içinde bile değildi bu iki kat daha kötü demek. | Open Subtitles | لم يكن حتى في وضعية إستحواذ الكرة مما يجعلها شراسةً مضاعفة | 
| Yeni aşı, bu, son virüsler üzerinde, eski aşıya göre iki kat daha fazla etkiye sahipti. Ve bizde hemen bunu kullanmaya başladık. | TED | اللقاح الجديد كان له تأثير مضاعف أكثر بمرتين من اللقاح السابق لذا فقد بدأنا مباشرة باستعمال هذا اللقاح. | 
| Kendini zengin hisseden katılımcılar, kendini fakir hisseden katılımcılardan iki kat daha fazla şeker aldı. | TED | المشاركون الذين شعروا بأنهم أغنياء أخذوا حلوى أكثر بمرتين من المشاركين الذين شعروا بالفقر. | 
| En büyük olanı, gökyüzünde patlarken iki kat yüksek ses çıkarır. | Open Subtitles | الأكبر نوع منها الذي ينفجر في السماء , يجعل شق مضاعف | 
| Sanırım biraz aceleci davranıyorum. Savaş olduğu sırada çetenin piyade erlerine iki kat fazla para ödedikleri ortaya çıkıyor. | TED | فاتضح أن ـ أنا استبق نفسي. فاتضح أن في العصابة عندما يكون هناك حرب، فهم يدفعون للجنود ضعف أجورهم. | 
| Ben bu odayı istiyordum! İki kat yukarıya aynen bu odayı! | Open Subtitles | ـ لقد أردت هذه الغرفة ، هذه الغرفة تماماً أعلى طابقين.. | 
| Erkekler kadınlara göre iki kat daha fazla boğuluyor, çünkü erkekler bu gölü karşıdan karşıya geçebileceklerini düşünüyor. | TED | الرجال يغرقون بنسبة الضعف عن النساء, لان الرجال يعتقدون ان بامكانهم السباحة عبر البحيرة. | 
| Rehabilitasyonun bittikten sonra iki kat fazla klinik görevi yapacaksın. | Open Subtitles | عند خروجك من إعادة التأهيل ستقوم بضعف عدد ساعات العيادة | 
| Buldum, efendim. Bu koridordan devam edin ve iki kat yukarı çıkın. | Open Subtitles | لقد وجدتها يا سيدى ، إدخل من هذا الممر ثم لأعلى بطابقين.. | 
| Uzun koridorlar ve iki kat merdiven olmasına rağmen. | Open Subtitles | على الرغم من الممرات الطويلة و طابقان من الدرج | 
| Bir dar açı, diğerinden iki kat büyükse iki açının toplamı kaçtır? | Open Subtitles | إن كانت زاوية حادة قياسها ضعفي الزاوية الأخرى، كم يساوي مجموع الزاويتين؟ | 
| İki kat ışık veren ateş, normalin yarısı kadar dayanır. | Open Subtitles | الضوء الذي يَحترقُ مرّتين كلامع , يبقى نصف عمره. | 
| Bundan daha iyisi İki kat daha çok oynamak ve çifte maç yapmak... | Open Subtitles | الشيء الوحيد والافضل عندما يكون مرتين طالما وأحصل على رأس مزدوج | 
| Eğer tam buradaki çürüğe dikkat edersen, iki kat daha mor renkte. | Open Subtitles | و إن لاحظت هذه الكدمات هنا .تسمى زرقة مزدوجة | 
| Sen Hintli bir battaniye kadar güzel ve iki kat daha rahat. | Open Subtitles | إنك جميلة كالدثار الهندي وأكثر راحة منه مرتان | 
| Bu hapishane kapasitesinden neredeyse iki kat fazla insanı barındırmaktadır. | Open Subtitles | يحتوي على ضِعف عدد الرجال القادر على إستيعابهم |