| Sonra aslında onu benimle 3 kez yatmak için imzaladığını anlayacak. | Open Subtitles | و بعدهـا أريهـا أنهـا في الواقع وقعت على تعهـد لتفعلهـا معي ثلاث مرات |
| Polis tutanağını imzaladığını duydum.. | Open Subtitles | سمعت انك وقعت على تقرير الشرطة |
| İtirafını kendi rızasıyla imzaladığını bilmem lazım. | Open Subtitles | أحتاج لمعرفة بأنّه وقّع ذلك الإعتراف طوعا. |
| O kadar çok içeceğim ki kendi ölüm sertifikasını imzaladığını bile bilemeyecek. | Open Subtitles | سأشرب نخب ذاك المنيوك الذي لا يعلم بأنه وقّع لتوه شهادة وفاته . |
| Ve kasabanın anlaşmayı imzaladığını gördüğüm için kızgınım. | Open Subtitles | و هو غاضبٌ لأنني رأيتُ البلدة توقّع العقد |
| Yani ne imzaladığını anlamadan imzalatmalıydım. | Open Subtitles | لذا فكان يجب علىّ أن أجعله يوقّع بدون أن يعلم على ماذا هو يوقّع |
| Ama gizlilik sözleşmesi imzaladığını ve rakip teklifte parmağının olduğu öğrenilirse seni mahkeme verebileceklerini hatta çok kızarlarsa hapse bile attırabileceklerini söylediler. | Open Subtitles | لكنهم قالوا أنك وقّعت على منع إفشاء، ولو علم أي شخص أنك كنت متورطًا في مزايدة تنافسية، |
| 693 sperm bağışının her biri için "Starbuck" adı altında gizlilik anlaşması imzaladığını söylüyor musun? | Open Subtitles | قلت انه في كل مرة من 693 مرة التي تبرعت بها وقعت على اتفاقية سرية تحت اسم مستعار هو "ستاربكس" |
| Çocukken hiç bir belge imzaladığını hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تتذكر انك وقعت على وثائق و انت طفل؟ |
| Gizlilik kontratı imzaladığını unutma. | Open Subtitles | تذكر أنك قد وقعت على شرط السرية. |
| Ama Saigon size Turtle'la kağıt imzaladığını söyledi mi? . | Open Subtitles | لكن هل أخبرك (سايغان) أنه وقّع مع (تورتل)؟ |
| O geceki postacı adamı aradım ona FBI için çalıştığıma dair beyaz bir yalan söyledim... ..biletleri kimin imzaladığını tarif etmesini istedim. | Open Subtitles | لا أعتقد ذلك، إتصلت برجل التوصيل الليلي... أخبرته أنّني أعمل مع المباحث الفيدرالية، كذبة بيضاء... وطلبت منه وصف الرجل الذي وقّع على إستلام التذاكر. |
| Belki Bayan Benes Jerry SeinfeId'in koltuğun çalındığı saatte bunu imzaladığını açıklayabilir. | Open Subtitles | ربما يمكن للآنسة (بينيس) أن تفسّر لنا... لماذا وقّع رجل باسم (جيري سينفيلد... ) على هذا الطرد، |
| Telefonda da dediğim gibi, kardeşim tam olarak ne imzaladığını bilmiyor. | Open Subtitles | إذًا، مثلما شرحتُ على الهاتف، أختي لم تعلم تمامًا عمّا كانت توقّع عليه. |
| Biz başka bir hesap için belgeler imzaladığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحن نعتقد أنّها توقّع وثائق لحساب آخر |
| Kyle, neyi imzaladığını bilmek her zaman kabul eden tarafın sorumluluğundadır. | Open Subtitles | الجانب الموافق مسؤول عن معرفة ما يوقّع عليه |
| Ve, bilmen gerek ki, benim babam, o her zaman sarhoştu ne imzaladığını dahi bilemedi. | Open Subtitles | وتعلمين، عند تلك النقطة، لقد كان مخمورًا طوال الوقت -لمْ يكن يدري علامَ يوقّع . |
| Bana kağıtlarını imzaladığını söylediğin bir mesaj yolladın biraz önce. | Open Subtitles | لقد أرسلت لي للتوّ رسالة نصيّة تقول فيها بأنّك قد وقّعت أوراق الطّلاق |
| Toprakları devrettiğina dair yeni bir kağıt imzaladığını duydum. | Open Subtitles | سمعت بأنّك وقّعت ورقة جديدة لأخذ الارض |