| Yaptıklarını görsen inanamazsın. | Open Subtitles | إنهم ثلاثة يا رجل , ما رأيك ؟ أنت لن تصدق ما يفعلونه , ليس لأنني اختلقت هذا الشيء |
| Pingpong topuyla ne yaptığını görsen inanamazsın. | Open Subtitles | لن يمكنك ان تصدق ما يمكنها ان تفعل . بكرات البينج بونج |
| Buradaki sistemlere kaç kere girmeye çalıştıklarına inanamazsın. | Open Subtitles | لن تصدق عدد المرات التي يحاولون فيها إختراق المكان هنا |
| - Bu adamın lisedeyken tam bir aptal olduğuna inanamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تصدقي مدى حماقته عندما كان في المدرسة |
| Onu yiyerek her zaman birlikte olacağınıza inanamazsın! | Open Subtitles | لا يمكنك تصديق ذلك بأكله يمكنكما أن تكونا دائما مع بعض |
| - Evet. O ve seks. Buradaki insanların meziyetlerine inanamazsın. | Open Subtitles | أجل، هذا و الجنس أيضاً، لن تصدّق نوعيّة الأشخاص الذين يضعونهم هنا |
| Bugün işteyken ne yaptığıma asla inanamazsın. | Open Subtitles | لن تصدق ما كان على أن أفعله فى العمل اليوم |
| Carla ve arkadaşlarının bu aralar giydiklerine inanamazsın. | Open Subtitles | لن تصدق ما الذي تلبسه ابنتي كارلا وأصدقائها هذه الأيام |
| Tanrım! Ross, ikizlerin çıkardığı şirin seslere inanamazsın. | Open Subtitles | مهلاً ، مهلاً أسمعي ـ يا إلهي لن تصدق الأصوات الجميلة التي يصدرها الصغار |
| Bu atın adını almak için neler yaptığıma inanamazsın. | Open Subtitles | لن تصدق ما فعلت للحصول على اسم ذلك الحصان. |
| O çocuklar, ne arabalar kullanırdı inanamazsın. | Open Subtitles | أنت لا تصدق السيارات التى قاداها هؤلاء الاطفال. |
| Kariyer Günü programımın ne kadar... ilgi gördüğüne inanamazsın. | Open Subtitles | لن تصدق سبب استجابتي لحضور برنامج اليوم الوظيفي |
| Kendini yaraladığına gerçekten inanamazsın. | Open Subtitles | أنت لا تصدق حقاً أنها عَمِلتْ ذلك لنفسها. |
| Dünyadaki basit maddelerden neler yapabileceğine inanamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تصدقي ماذا يمكنك أن تصنعي من مواد بسيطة موجودة في الأرض |
| Toplum dokusunun yayın organlarına etkisine inanamazsın. | Open Subtitles | لن تصدقي النتائج لن تتخيلي تأثير الخصائص السكانية على شبكات التليفزيون |
| Kahvaltıda giydiği sabahlığı görsen inanamazsın. | Open Subtitles | أنكِ لن تصدقي شكل الرداء التي أرتدتة عند تناول الإفطار |
| Ama, ben kastetmiştim ki,yani, hadi ama. Hükümetin söylediği her şeye inanamazsın, değil mi? | Open Subtitles | ولكن ، أعني ، بربكم ، لا يمكنكم تصديق أي شيئ من الأخبار التي تأتي من الحكومة ، صحيح ؟ |
| Orgun içinden kaç tane ölü güvercin çıktığına inanamazsın. | Open Subtitles | ولن تصدّق عدد الحمامات النافقة بداخل الأورغن. |
| Hula dansçılarıyla ilgili duyduğum bazı hikayelere inanamazsın. | Open Subtitles | لن تصدقوا بعض القصص التي سمعتها عن راقصات الطوق |
| Selam, benim, Alex Benjamin, asla inanamazsın. | Open Subtitles | مرحبًا ، معكِ اليكس بينجامين ، لن تصدّقي ما حدث |
| Kafalarını bir karıştırıyorum ki inanamazsın! | Open Subtitles | أَنا عقلُ الذي يُمارسُ الجنس مع هذه الحميرِ مثل أنت لا تَعتقدَ. |
| Boklu yerler, kanlı bezler, kullanılmış prezervatifler, inanamazsın. | Open Subtitles | أشياء سيئة ملوثة بالدماء، مع الواقيات الجنسية المستعملة لن تصدقى هذا |
| Bu küçük makineler ne kadar tehlikeli inanamazsın. | Open Subtitles | من الرائع أن التلف الذى يمكن أن تسببه هذه الماكينات لن تصدقه |
| Bu adamın kaç tane hayranı olduğuna inanamazsın. | Open Subtitles | لن تُصدّق كم عدد المعجبين لهذا الرجل |
| Bugün süpermarkette ne duyduğuma inanamazsın. Öğrendiğime göre kasabanın maskarası olmuşuz. | Open Subtitles | لن تخمن ما سمعته اليوم بالمتجر علمت بأن البلدة بأسرها تسخر منا |
| - Ne yaptınız? Diğer galeriye gittik. Tabloların ne kadar kötü olduğuna inanamazsın. | Open Subtitles | لقد ذهبنا للعرض الآخر ، لن تصدقين كم كانت الرسمات سيئة للغاية |
| Önerinin gücüyle neler yapabildiğine inanamazsın. | Open Subtitles | إنّه لأمر مدهش ما يمكنكَ القيام به مع قوة إقتراح |
| Ayrıca sen olmadan buraların ne kadar sessiz olduğuna inanamazsın. | Open Subtitles | إضافة إلا أنهُ لا يمكنك تخيل كم المكان هادى هنا بدونك |
| Bu sabah ne olduğuna inanamazsın. | Open Subtitles | لن تُصدقي ما الذي حدث هذا الصباح |