| Ve elbette, Altın Kural'a inananlar sadece dindarlar değil. | TED | وبطبيعة الحال ليست المتدينون فقط هم الذين يؤمنون بالقاعدة الذهبية. |
| Tanrıya inananlar kurtulacaktır. | Open Subtitles | أولئك الذين يؤمنون بالله سيتم حفظهم. ثقوا بالرب |
| Peşindekilerin "Gerçek İnananlar" olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال ان الذين كانوا يسعون خلفه اسمه المؤمنون الحقيقيون |
| Bir çocuk ana rahmindeyken annesinin rüyalarını paylaştığına inananlar vardır. | Open Subtitles | هناك من يؤمن بأنّ الطفل في رحم أمه يُشاركها أحلامها |
| Katı ateistler de tamamen inananlar da sana saldırabilirler. | TED | سوف يطلق عليك النار من الملحدين ذو العقول الجامدة ومن اؤلئك المؤمنين |
| Kılıç kullanma cesareti gösteren gerçek inananlar sayesinde, bu günün yaşanacak olması sadece mümkün değil, kaçınılmazdır. | Open Subtitles | مقدمة من مؤمنين إيماناً حقاً الذين شجاعتهم في استخدام السيف جعلت من هذا اليوم ليس فقط ممكناً، بل وحتمياً |
| "Öteki misafirlerin hepsi inananlar, ve bu partiyi unutulmayacak bir şey yapmak için hazır ve niyetliler." | Open Subtitles | "والضيوف الآخرون جميعهم مؤمنون مستعدّون وراغبون في فعل ما بوسعهم" "لجعل هذه الحفلة أمراً لا ينسى" |
| Biliyorsun ki cazibenin bilimsel temelleri olduğuna inananlar var. | Open Subtitles | هناك من يؤمنون بأن هناك أساس علمي للجاذبية. |
| Ve bize inananlar kutsanmıştır, çünkü biz gerçeğiz ve ışığız ve erdemiz. | Open Subtitles | والسعداء هم من يؤمنون بنا، لأننا نمثل الصدق والضياء والحكمة. |
| Bütün Çiniler değil, Ama bazı insanlar... Eski zamanlar inananlar var. | Open Subtitles | لسنا جميعاً هكذا لكن هناك العديد يؤمنون بهذه العادات القديمة |
| Ve sadece Noel'in büyüsüne inananlar senin gibi Kuzey Kutbu hayvanlarını anlayabilir. | Open Subtitles | وفقط اولائك الذين يؤمنون بسحر عيد الميلاد يستطيعون فهم حيوانات القطب الشمالي مثلك |
| İnananlar orada, Tanrı'nın varlığının ve acılardan ve günahlardan arınmış olmanın keyfini sürecekler. | Open Subtitles | حيث يستمتع المؤمنون بوجود الرب والحريّة من المعاناة وارتكاب الآثام |
| İnananlar bu tarz yerlerde Tanrı'ya yakın olduğunu söyler. | Open Subtitles | المؤمنون يقولون انهم أقرب للرب بتلك الطريقة |
| İnananlar bu teknolojiyi tanrının bir mucizesi olarak görüyor. | Open Subtitles | المؤمنون يرون التكنولوجيا باعتبارها معجزة مقدسة |
| İnanmak istemeyenler, veya olaylara anlık olarak inananlar var. | Open Subtitles | ولَتَجِدَنّ من الناس من لم يؤمن بالجبروت أو لعله آمن حينًا من الدهر. |
| Ancak benim gibi inananlar mücadelenin sonuna yaklaştığımızı biliyor. | Open Subtitles | و كل من يؤمن منكم.. يعرف أننا قاربنا على نهاية نضالنا |
| Böyle olmak zorunda, Angelina. Gerçek inananlar adına böyle olması gerekiyor | Open Subtitles | يجب أن يتم عقابهم , أنجلينا يجب أن يتم عقابهم نيابة عن المؤمنين الحقيقيين |
| İnananlar bu dönüşü dünya çapında büyük bir coşkuyla kutluyorlar. | Open Subtitles | المؤمنين في جميعِ أنحاء العالم يحتفلون بمجيئه |
| Ama gerçek inananlar ile karşılaştıysanız, bu zayıflıkları bulamazsınız. | Open Subtitles | ,لكن عندما تتعامل مع مؤمنين حقيقيين فنقاط الضعف هذه لاتكون موجودة |
| İnananlar da hayaletleri bastırmak, içeri girip, kendilerine musallat olmamaları için evlerinin dışına hediye yiyecekler ve "Cehennem Parası" bırakırlar. | Open Subtitles | الآن، مؤمنون يحمون أنفسهم بترك هدايا الغذاء... و"مال جحيم " خارج بيوتهم لإسترضاء الأشباح... لمنعهم من المجيئ داخل وتسبّب مشكلة. |
| İnananlar cennete gider. İnanmayanlar cehenneme gidecek. | Open Subtitles | المؤمن سيذهب الى الجنّة وغير المؤمن سيذهب الى الجحيم |
| Ve bu inanç, inananlar için birçok nesil sanatçı tarafından resmedildi. | Open Subtitles | وصورت أجيال من الرسامين هذا التفسير للمؤمنين. |
| Ama cevapların orada olduğuna inananlar var, kar ve kaya altında bulunmayı bekliyorlar... | Open Subtitles | لكن البعض يعتقد أن الإجابات هناك مدفونة تحت الثلج تنتظر البحث |
| "Bütün inananlar toplansın" ile de başlayabilirdim. | Open Subtitles | "كان يمكن ان اقول "تعالوا.كلكم ياأيها المخلصون |
| Hristiyan Birliği, "Karaköy"ü kapattı. Artık "İnananlar" oldu. | Open Subtitles | "الفريق المسيحي" أغلق "المكان القذر" أسمه "سوالوز" الأن |