| - Bunu söylemen büyük incelik. - Violet'ın mutlu olacağını biliyorum. | Open Subtitles | ـ هذا لطف منك أن تقولي هذا ـ وأنا أعلم أن فيوليت ستكون سعيدة |
| Annen seni hizmetçilik için yetiştirirken kabalık ve incelik arasındaki farktan hiç bahsetmedi mi? | Open Subtitles | لما لم تخبرك أمك من قبل , بقدر مانشعر بقلق من الخدم هناك فرق شاسع بين لطف الغرابة ووقاحة الصراحة؟ |
| Büyük bir incelik gösterip Karanlık Sanatlara Karşı Savunma öğretmenliğini kabul etti. | Open Subtitles | والذي وافق بكل لطف على تعليمكم فنون الدفاع ضد السحر الأسود |
| Balığı buzdolabında saklamama izin vermen, büyük incelik. | Open Subtitles | كان لطفاً منكِ أن تسمحي لنا بأن نحتفظ بسمكة السلمون في ثلاجتكِ |
| Latverya Elçiliği'ne yapılacak hareketler büyük derecede incelik gerektirir. | Open Subtitles | الرجل الحديدي على حق , أي تحرك في السفارة اللاتفيرية يجب أن يكون التعامل به بدرجة كبيرة من الدقة |
| Adım Sterling, Robert Sterling. Beni kabul etmeniz büyük incelik. | Open Subtitles | اسمى ستيرلنج ، روبرت ستيرلنج انه كرم كبير منك استقبالى |
| Boşver. İncelik hiç benim olayım olmamıştır, fakat hayat utanç duymak için çok kısa, sence de öyle değil mi? | Open Subtitles | تجاهلي ذلك، اللباقة لم تكن طبعي الأول لكن الحياة قصيرة للشعور بالحرج، صحيح؟ |
| Teşekkürler memure hanım. Böyle söylemeniz incelik. | Open Subtitles | شكراً , أيتها الضابطة هذا لطف منكِ أن تقولي هذا |
| Onun burada bu kadar beklemesi büyük bir incelik. | Open Subtitles | هذا لطف منه ليبقي هنا هذه المدّة الطويلة |
| Sam'e söylemek için buraya kadar gelmen büyük incelik. | Open Subtitles | هذا لطف منكِ ان تأتي كل هذه المسافة لتخبري سام بهذا |
| Oh, iceri gelin,onu buraya getimeniz büyük incelik. | Open Subtitles | تعال بالداخل, انه لطف منك بان تحضرها هنا |
| Beni buraya getirerek büyük incelik yaptın Walter, ama kalmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | إنّه لطف منك أنْ أسعفتني يا والتر، لكن لا داعي أنْ تبقى معي. |
| Babam, ondan önce de babası 50 yılı aşkın bir süre o bölgeye incelik ve merhametle hükmetti. | Open Subtitles | ابي واباه من قبله حكموا تلك المقاطعة بكل لطف وأمان لأكثر من 50 عام |
| Hatırlamanız büyük incelik Bayan Wilkes. | Open Subtitles | هذا لطف منك أن تذكريني يا سيدة ويلكس |
| - Teşekkürler. Gelmeniz büyük incelik. - Senin için karakolda küçük bir... | Open Subtitles | لطف منك المجيىء الى هنا- نحن نعد لاستقبالك000- |
| Benim kullanmama izin vermen büyük incelik. | Open Subtitles | لقد كان حقاً لطفاً منكِ ، ان تجعليني اقود |
| Tek bunu konuşmuyorlardır ama bu kadar düşünceli olman büyük incelik. | Open Subtitles | ذلك ليس كل شيء قالوه لكنه لطفاً منكِ بأن تكوني حساسة جداً |
| Ama pek çok şeyin kraliçesiyim ve buna incelik de dahil. | Open Subtitles | لكن أنا ملكةُ الكثير من الأشياء، بما في ذلك الدقة. |
| Büyük bir incelik ve nezaket gerektirecek. | Open Subtitles | هذا يتطلب الكثير من البراعة و الدقة |
| Sormanız ne büyük incelik. Uh, harika. Gerçekten , çok iyiyim. | Open Subtitles | كرم منك أن تسألي على حالي أنا بخير حال حقاً، شكراً |
| Boşver. İncelik hiç benim olayım olmamıştır, fakat hayat utanç duymak için çok kısa, sence de öyle değil mi? | Open Subtitles | تجاهلي ذلك، اللباقة لم تكن طبعي الأول لكن الحياة قصيرة للشعور بالحرج، صحيح؟ |
| Gelmen bile büyük incelik. Arayıp duruyorum. Claire'in doğum günü, ona kahvaltı hazırlamam gerekti. | Open Subtitles | لطيفُ منك أَنْ تَظْهرَ مع ذلك عيد ميلاد كلير، كَانَ على عمل فطورِها |
| Hepsi çok büyük incelik. | Open Subtitles | هذه لفتة حلوة جداً منك، إنّها كذلك. |
| Bana o kokuşmuş ruhunu teslim edene dek. İncelik sahibi Kutsal Meryem, Tanrı seninle. | Open Subtitles | هذا الخنزير الصغير يذهب إلى حتى تمكنني من روحها النتنة السلام عليك يا مريم، يا كثيرة النعم ، الرب معك |