| Eve dönüyoruz. Dina, ya sana babamı kimin incittiğini bildiğimi söylesem? | Open Subtitles | دينا وماذا لو قلت لك أعتقد أنني أعرف من آذى أبّاكي؟ |
| Bence sen onun Frankie 'yi incittiğini biliyorsun. | Open Subtitles | أظُنُ أنهُ آذى فرانكي، و أظُنُ أنكِ تَعرِفينَ ذلك |
| Duygularınızı incittiğini biliyorum ama bir ticaret adamı olarak satışlardaki %55 artış oldukça ferahlatıcı bir rakam diyebilirim. | Open Subtitles | أعرف أنه قد أذى مشاعرك و لكن كرجل بضائع يجب أن أقول أن قفزة 55 بالمئة فى المبيعات تعتبر مسكناً للألم |
| Nick Sullivan'ı ara ve beni incittiğini söyle... | Open Subtitles | نتصل ب نيك سوليفان ونخبره بأنه جرحك ؟ |
| Seni niye incittiğini hiç anlayamadın... | Open Subtitles | ثم أصبح ثمل دائماً ، لم تعرف أبداً لمَ يؤذيك .. |
| Kimse Biçici'nin ne yaptığını, kaç kişiyi incittiğini umursamıyor mu? | Open Subtitles | ألا يكترث أحد بما فعله الحاصد بهم و كم عدد الأشخاص الذين قام بإيذائهم ؟ |
| Seni incittiğini biliyorum ama bunu isteyerek yapmadı. | Open Subtitles | وانا اعلم انه قد أذاك لكنه لم يكن يقصد ذلك |
| O adamın kanunadamının karısını incittiğini söyledin bana, ben de o adamı incittim. | Open Subtitles | أخبرتني بأنّ الرجل آذى زوجة رجل القانون . لذلك آذيتُه |
| Ancak bana Charlie'yi kimin incittiğini söylemelisin. | Open Subtitles | و لكن عليك أن تخبرني ... . من آذى تشارلي؟ |
| Ben onun Caroline'i incittiğini söylemiyorum, ama sizin evde onu bulmamıza yarayacak bir şey olabilir. | Open Subtitles | الشرطة لا يَستطيعونَ أَنْ يُصبحوا a تفويض. لا أَقُولُ بأنّه آذى كارولين، لكن لَرُبَّمَا هناك شيء في بيتِكَ |
| Vinctent'ın Eleanor'u incittiğini duydum. Bunun doğru bir şey olmadığını düşündüm sadece. | Open Subtitles | سمعتُ أنّ (فينست) آذى (إلينور) لم أكن أظنّ أنّ ذلك شيء صائب |
| Profesyonel seviyemin sorgulanmasının duygularımı incittiğini de söylemeliyim. | Open Subtitles | يجب أن أقول, هذا قد أذى مشاعري أساء لي على المستوى المهني |
| Onun birini incittiğini biliyordunuz... ve bunun sizin için ne kadar zor olduğunu anlayabiliyorum. | Open Subtitles | علمت أنه أذى شخصاً، واستطيع تصور أن ذلك كان صعباً جداً عليك |
| Ona, bilirsin konseri ve diğer şeyleri iptal etmesinin duygularımı incittiğini söyledim. | Open Subtitles | ... و أخبرتـه بأنّـه أذى مشاعـري عندمـا ألغـى المـوعد وكـل شـيء |
| Sam'le konuşacağım. Seni ne kadar incittiğini bilmeli. | Open Subtitles | سأعود هنالك للتحدّث إلى (سام) يجب عليه أن يعلم بأنّه قد جرحك |
| Ama seni ne kadar incittiğini anlamış. Ve... | Open Subtitles | ...وهو يرى كم هو قد جرحك و |
| Morgan'ın seni incittiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أن ما فعله مورجان" جرحك" |
| Ama bunca zaman sonra bunun seni ne kadar incittiğini görüyorum. | Open Subtitles | ولكن بعد كل هذا الوقت انا أستطيع أن أرى كم هو يؤذيك |
| Sonra birden yaptıklarıyla seni ne kadar incittiğini anlarsın. | Open Subtitles | ...فجأةً، تستطيع تفهّم كيف يمكن له أن يؤذيك بالطريقة التي فعلها |
| Seni incittiğini sandım. | Open Subtitles | أعتقد أنه كان يؤذيك |
| Gücünü kazanmak için neye ihtiyaç duyduğunu, kimi incittiğini, kime ihanet ettiğini, kimi öldürdüğünü biliyorum. | Open Subtitles | أعلم ما كان مطلوباً كي تُزيد من قوتك ، من الذين قُمت بإيذائهم من خُنت ، من قتلت |
| Seni incittiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أن هذا أذاك |
| Seni incittiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أن هذا أذاك |