| Alex Corvis'in az sonra gerçekleşecek olan infazı | Open Subtitles | الإعدام الرسمى الوشيك لأليكس كورفس ربما يحتاط الريندل. |
| İnfazı, seyredenler için, infaz ekibi için kolaylaştırıyor, ama ne kadar acı verici olduğunu gerçekte bilmiyoruz. | Open Subtitles | إنها حتماً تجعَل الإعدام أسهَل على الجمهور أسهَل على الموظفين لكننا لا ندري حقاً كم هيَ مُؤلمَة الحُقنَة المُميتَة |
| Direniş, infazı durdurmayı başardığı için bugün hayattayım. | Open Subtitles | أنا حية لأن المتمرّدين قد أوقفوا عملية الإعدام |
| İlk halka açık infazı gördüğümde 7 yaşındaydım. | TED | حين كنت في سن السابعة، رأيت أول إعدام عام |
| Belli ki Kallunda Kintash'ın infazı bu köyün imhasıyla eş zamanlı. | Open Subtitles | بشكل واضح إعدام كامل لقرية : كالوندا كينتاش قُصِدَ التَزَامُن بإبـادةِ قريتِه |
| Layla, infazı erkene almışlar. Katie'yi bu sabah öldürecekler. | Open Subtitles | -ليلى" , لقد قدموا الموعد" سيعدموا "كاتي" في هذا الصباح |
| Ama senin yüzünden infazı biraz daha erken olacak. | Open Subtitles | لكن بسببك , سأضطر لتقديم موعد إعدامها |
| Sivillerin katli, işkence ve açlıktan ölen esirler, ve toplu Yahudi infazı... | Open Subtitles | قتل المدنيين تعذيب و تجويع السجناء الإعدام الجماعي لليهود |
| Yarına kadar haber almazlarsa onayımı aldıklarını kabul ederek infazı gerçekleştirecekler. | Open Subtitles | إذا لم يسمعوا رأيي حتى الغد سيفترضون أن لديهم موافقتي ليستمروا في تنفيذ الإعدام |
| Halkın infazı, yavaş bir ölümdür. | Open Subtitles | . الإعدام العلني عبارة عن موتٍ بطيئ |
| İnfazı izlememize izin verilmesine rağmen herhangi bir savaşçının... | Open Subtitles | ومع ذلك شهدنا حكم الإعدام مات مشوهاً |
| İnfazı seyretmek istiyorum. | Open Subtitles | أتمنى لو كان بمقدوري حضور الإعدام. |
| İnfazı durdurmak için yargıçlarla temasa geçmek istediler. | Open Subtitles | ناشدوا القضاة لإستبعاد حكم الإعدام |
| Halkın infazı, yavaş bir ölümdür. | Open Subtitles | . الإعدام العلني عبارة عن موتٍ بطيئ |
| İnfazı saldırı sonrasına kadar erteleyeceğim. | Open Subtitles | سأعلق أمر الإعدام حتى بعد الهجوم |
| Kader mi dersin artık, şanssızlık mı, hangisine inanıyorsan toplu bir mafya infazı yaşamışlar. | Open Subtitles | وعن طريق المصادفة أو القدر حسب ما تؤمن به، فإنهم قد شهدوا عملية إعدام لعصابة |
| Biz bunun bir çete infazı olduğunu düşündük ama değilmiş. | Open Subtitles | إعتقدنا أن عملية إعدام لعصابة، لكنّها لم تكن كذلك. |
| Orada bir infazı onaylamam. | Open Subtitles | لن أصادق لك على أمر إعدام هناك |
| Michael Kelly. Cinayet çete infazı olarak listelenmiş. | Open Subtitles | مايكل كيلي"، صُنف قتله على إنه إعدام غوغائي" |
| Layla, infazı erkene almışlar. Katie'yi bu sabah öldürecekler. | Open Subtitles | -ليلى" , لقد قدموا الموعد" سيعدموا "كاتي" في هذا الصباح |
| Ama senin yüzünden infazı biraz daha erken olacak. | Open Subtitles | لكن بسببك , سأضطر لتقديم موعد إعدامها |
| Hem Prens Drakan'ın taç giyme töreni hem de bir cadının infazı var. | Open Subtitles | حفل تنصيب داركان أميراً وإعدام ساحرة |
| İnfazı gerçekleştirin. | Open Subtitles | .نفّذْ الإعدامَ |
| Cole'un infazı için bir oda hazırlamamız gerekiyor. Naylonla kaplanması lazım. Cole'un da öyle. | Open Subtitles | علينا تجهيز الغرفة التي سيُقتل فيها (كول)، يجب أن تُكسى بالبلاستيك، وكذلك (كول) |