| "İnsan ticareti" ifadesi hep sıkıcı gelmiştir. | Open Subtitles | الاتجار بالبشر دائما يبدو مثل عبارة من هذا القبيل لا روح فيه |
| Geçen sonbaharda sanal insan ticareti seminerinize katıldım. | Open Subtitles | لقد ذهبت لندوتك الالكترونية عن الاتجار بالبشر الخريف الماضى |
| Şebekenin bir kolunun kapatılmasında yardımları oldu ancak insan ticareti devam etti. | Open Subtitles | لقد ساعدونا بإيقاف مجموعة شبكات تهريب لكنّ الإتجار بالبشر لا يزال مستمراً |
| İzlemesi biraz zaman aldı ama izini bulduk. Koalisyon insan ticareti için bir paravanmış. | Open Subtitles | لذا إستغرقنا وقتاً طويلاً لتعقبه، لكننا إكتشفنا بأنّ التحالف مجرّد واجهة لمجموعة الإتجار بالبشر |
| Bu apaçık insan ticareti. | Open Subtitles | الامر بسيط وواضح انه يتاجر بالبشر |
| Güney Afrika'dan buraya insan ticareti yapıyorlar. | Open Subtitles | انهم يهربون الناس الى جنوب افريقيا |
| Onları insan ticareti için rehin alıyorlar. | Open Subtitles | البغاء السوق السوداء لتأجير الأرحام إستخدامهم كبيادق للاتجار بالبشر سمها ما شئت |
| İstanbul'daki insan ticareti haberi için Fletcher'la mı gidiyorsun? | Open Subtitles | أأنت في قصة المتاجرة بالبشر في إسطنبول مع (فليتشير)؟ |
| İnsan ticareti büyüyen bir endüstri ve elimde geçen senenin yarısı kadar ajan var. | Open Subtitles | الاتجار بالبشر صناعة مزدهرة و لدى نصف العملاء الذى كانوا لدى العام الماضى |
| Kâr etmeyeceğim birkaç şeyin başında insan ticareti yer alıyor. | Open Subtitles | من بين الأشياء التى لن أقوم بعملها من أجل الربح الاتجار بالبشر يتصدر القائمه |
| Buranın kaçakçılık, insan ticareti gibi garip ve benzer işlerle alakalı olduğunu düşünüyorlar. | Open Subtitles | انهم يعتقدون ان هذا مرتبط بالتهريب الاتجار بالبشر وأشياء ممتعة اخري |
| Tüm bilgileri FBI İnsan ticareti Birimi'ne gönderdim. | Open Subtitles | احالت كل شيء الى العملاء الفيدراليين شعبة الاتجار بالبشر |
| İnsan ticareti, suikast, terör, uyuşturucu, vs. adını sen koy. | Open Subtitles | الاتجار بالبشر اغتيال، والإرهاب المخدرات،وايشي يمكنكتخيله. |
| Bir kaç ay önce kapattığınız insan ticareti soruşturması mı? Evet. | Open Subtitles | قضية الاتجار بالبشر التي عملتما عليها قبل بضعة أشهر؟ |
| Interpol ise dünya çapındaki polis kuvvetlerinin insan ticareti ve terörizme yoğunlaşmış bir koludur. | Open Subtitles | الانتربول هو مؤسسة من الشرطة الدولية تركز على الإتجار بالبشر والإرهاب |
| İnsan ticareti ve günümüz köleliğine karşı savaştığı yazıyor. | Open Subtitles | يُقال هنا أنها معروفة بكفاحها ضد الإتجار بالبشر والعبودية الحديثة |
| İnsan ticareti milyar dolarlar değerinde. | Open Subtitles | الإتجار بالبشر تبلغ قيمته مليارات الدولارات |
| Hector eski bir arkadaşımdı. Onu insan ticareti problemiyle uğraşması için zorladım. | Open Subtitles | لقد كان (هيكتور) صديقاً قديماً لقد ضغطتُ عليه ليتولّى مشكلة الإتجار بالبشر |
| Avrupa'da, insan ticareti halkası yönettiğine dair söylentiler var. | Open Subtitles | وهو يتاجر بالبشر في أوروبا |
| Martin insan ticareti yapıyor. | Open Subtitles | (مارتن) يتاجر بالبشر |
| Güney Afrika'dan buraya insan ticareti yapıyorlar. | Open Subtitles | انهم يهربون الناس الى جنوب افريقيا |
| İddialara göre Romanya insan ticareti çetesinin liderine yardım etmiş. | Open Subtitles | لقد كان العقل المدبر لعصابه رومانيه للاتجار بالبشر الآن'لقد كان هناك بالفعل |