| İsimlerle yüzler konusunda çok iyiyimdir. Bir zamanlar mesleğimdi bu. | Open Subtitles | أنا بارعة في تذكّر الأسماء والوجوه فقد كان هذا عملي |
| İsimlerle arası iyi değildir. | Open Subtitles | أنت يجب أن تغفر لها. هي ليست جيدة جدا على الأسماء. |
| Büyücü olarak kaydınız da bana verdiğiniz isimlerle, öyle değil mi? | Open Subtitles | وأنتما مسجلتان كساحرتان تمارسان السحر بنفس الأسماء الاتي أعطيتموني إياها؟ |
| - Şahsen dini isimlerle aram iyi değildir. | Open Subtitles | ، حسنا، شخصياً أنا لا أميل إلى أسماء الكنيسة |
| Demek istediğim, aynı hikâye. Yalnızca farklı isimlerle. | TED | أعني، إنها نفس القصة ولكن بأسماء مختلفة. |
| İsimlerle canımızı sıkmamak en iyisi bence. | Open Subtitles | أعتقد من الأفضل ألاّ نضايق بعضنا بالأسماء |
| Seni destekleriz, temaslarla, isimlerle, güvenli evlerle.... | Open Subtitles | يمكننا ان نمدك بالاتصالات , الاسماء والمنازل الآمنة |
| Artık ilk isimlerle hitap ediyorsunuz. | Open Subtitles | إذا الآن أصبحت على قائمة الأسماء الرئيسية |
| Demek istediğim güvenlik nedeniyle... Langley isimlerle numaraları birlikte göstermez. | Open Subtitles | لأغراض الأمن، لانجلي لا يضع الأسماء إلى الأعداد، |
| İsimlerle geceleri birleştirmelisin, o konuda bir belirsizlik var. | Open Subtitles | عليك مطابقة الأسماء بليالي الاسبوع، لست متأكداً من هذا الجزء |
| Şimdi buradaki isimlerle kurbanların isimlerinin uyuşup uyuşmadığına bakmalıyız. | Open Subtitles | علينا أولًا مقارنة الأسماء المكتوبة مع قائمة الضحايا |
| Seni başka isimlerle de çağırırdım. | Open Subtitles | حسناً ، لقد اعتدت مناداتكِ بالكثير من الأسماء و ملهمتي واحده منهم |
| Yoksa bir yanlışım mı var, çünkü isimlerle hiç aram yoktur. | Open Subtitles | هل أنا أتذكر الأسم صحيحاً؟ أم أنا على خطأ، لا ، لأنّني مُريع بتذكر الأسماء. |
| Sana kahve getireyim mi Dan, isimlerle numaraları da getireyim, eminim onlardan biri almamıştır. | Open Subtitles | و هذه الأسماء و الأرقام مع أنني متأكّد أن لا أحد منهم سيأخذها |
| Garez, pırıltı, mavi proje kitabı, muhteşem 12 gibi isimlerle resmi soruşturmalar açtılar. | Open Subtitles | لقد فتحوا تحقيقاً رسمياً مع أسماء ك"جرادج", "توينكل", مشروع الكتاب الأزرق, السحري 12. |
| Avrupa genelinde seyahat etmiş farklı isimlerle kimsesiz çocuk barınaklarında görülmüştür. | Open Subtitles | سافر في كل أنحاء أوروبا البقاء في ملاجئ للقاصرين تحت أسماء مستعارة |
| Doktor her gün hayatını daha karanlık tonlarda yaşıyor ve sonundan önce farklı isimlerle de anılacak. | Open Subtitles | لقد عاش الدكتور حياةً مظلمة يوماً بعد يوم وسوف تكون له أسماء أخرى قبل نهايته |
| Ancak onlar değişik çizimler ve "kabile", "manga", "cemaat" gibi komik isimlerle organizasyon şekillerini anlattılar. | TED | لكن بدلًا عن ذلك، استخدموا رسومًا غريبة بأسماء مضحكة مثل: فرق وفصول وقبائل لشرح كيف نظموا شركتهم. |
| Bütün şehirde bir grup otelde değişik isimlerle oda tutmuş. | Open Subtitles | كان لديه مجموعه من الغرف بأسماء مختلفه في جميع انحاء المدينه |
| İsimlerle canımızı sıkmamak en iyisi bence. | Open Subtitles | أعتقد من الأفضل ألاّ نضايق بعضنا بالأسماء |
| Golitsyn'in çaldığı parça kod adlarını içeriyor; ama çalınan kısım, içindeki kod adları gerçek isimlerle dönüştüren diğer kısım olmadan hiçbir işe yaramaz. | Open Subtitles | النصف الذي سرقة جوليتسن يحتوي علي الاسماء الحركية فقط للعملاء ولكنة عديم النفع بدون النصف الأخر الذي يبين الأسم الحقيقي لكل اسم حركي |
| Çeşitli yapımcılara, farklı isimlerle senaryo yazacağım. | Open Subtitles | سوف أكتب لعديد من المنتجين تحت اسماء مختلفة. |
| Evet. Farklı takma isimlerle, diğer chat odalarına girdim. | Open Subtitles | لقد دخلت على غرف دردشه باسماء مستعاره مختلفه |
| Verilen isimlerle uğraşacağız. | Open Subtitles | لدينا قائمة بالاسماء و يجب ان ننهيها |