| Onlar da bunun parçası olmak istemiş, olanları görmek istemişlerdi. | Open Subtitles | لذلك أرادوا أن يكونوا جزءاً من الحدث، أرادوا أن يعرفوا ماهيـة هـذا السلاح الـذى يتم تحميله |
| Onlar hala belli tatları ve Kuzeybatı'nın hikayesini koruyabilmiş ve modern bir gökdelen istemişlerdi. | Open Subtitles | أرادوا ناطحة سحاب حديثة و تجمع بين طابع و تاريخ الشمال الغربى |
| Beklediklerini haber vermemi istemişlerdi ama gittiler. | Open Subtitles | أرادوا منك أن أتعرف بانهم كانوا هنا ينتظرونك, لكنهم رحلوا |
| Asıl birini istemişlerdi, ailesinin terörist meyilli olduğu biri. | Open Subtitles | هم ارادوا شخصا مرتبط بالارهاب شخص له عائلة ذات تاريخ ارهابي |
| - Neredeler? - Ah, buradaydılar. Saat birde oda servisi istemişlerdi. | Open Subtitles | لقد كانوا هُنا، إنهم قد طلبوا خدمة الغرف عند الساعة الواحدة. |
| Parayı istemişlerdi ama Jake'in ne demek istediğini anlamışlardı. | Open Subtitles | لقد أرادا المال، لكنهما.. عرفا ما يعنيه ذلك |
| Çocuklar sadece kazanmak değil, rekabeti ezmek istemişlerdi. | Open Subtitles | أجل. أولئك الأولاد لم يريدوا الفوز وحسب، بل أرادوا سحق المنافسة. |
| Noel kartlarında bulunması için tatlı bir aksesuar istemişlerdi. | Open Subtitles | لقد أرادوا شيئا يجعلهم سعداء عند احتفالهم بأعياد الميلاد |
| - Evet. Bazı işler istemişlerdi. Daha çok satış hareketi olsun diye, müşteri değerlendirmesi yazmam için ödeme yaptılar. | Open Subtitles | أرادوا بعض العمــل , دفعوا لـي لأكتب لهم مُراجعات لــ أزيد في نشــاط بيعهم |
| Annemler birçok kez benden kurtulmayı istemişlerdi. | Open Subtitles | كثير من الوقت والدي أرادوا ذهابي |
| Alman kanını yenilemek için bu çocukların mümkün olduğunca çoğunu Almanya'ya getirmek istemişlerdi. | Open Subtitles | أرادوا أن يحضروا أكبر عدد ممكن من هؤلاء الأطفال إلى "ألمانيا" لتنشيط الدماء الألمانية |
| Geri götürmek istemişlerdi, böylece her şey en baştaki gibi olacaktı ama... | Open Subtitles | أرادوا أعادته ليعود كُل شيء كما كان ولكن... |
| Kusursuz bir şey istemişlerdi, tıpkı diğerleri gibi. | Open Subtitles | لقد أرادوا المثالية كما يريد الجميع |
| Yani, diğer bakanlar ona ait bir şeyler istemişlerdi. | Open Subtitles | أعني، الآخرون أرادوا شيئاً لها. |
| Benden istatistiklerimin kanıtını istemişlerdi. | Open Subtitles | أرادوا برهان إحصائياتِي. |
| Silaha dair ayrıntıları istemişlerdi. | Open Subtitles | أرادوا مواصفات السلاح |
| Zaten hep buralardan gitmemizi istemişlerdi ve şimdi sen bu bölgede içi gizli bir nefretle dolup taşan herkese bizi ifşa ettin. | Open Subtitles | دائماَ ارادوا رحيلنا والآن أنت كشفتنا لكل ساحة كراهية مدفونة في هذه المقاطعة |
| Onlar durumdan haberdar olmak istemişlerdi, ben de olur demiştim ve haber verdim! | Open Subtitles | لقد ارادوا معرفة كل شىء وها انا فعلت |
| Neredeyse bir bütün halinde, mutluluk istemişlerdi ve sonra aşk. Sıralama şöyleydi: sağlık, mutluluk, aşk. | TED | بوجه عام تقريبًا، طلبوا بعد ذلك السعادة، ثم الحب، في هذا الترتيب: الصحة، السعادة، الحب. |
| bana ne kadar esnek olduklarını göstermek istemişlerdi, | TED | لقد أرادا أن يرياني كيف هي مُرونتهما, |
| Doktorlar benden onu bir enstitüye yatırmamı istemişlerdi... | Open Subtitles | ...الأطباء أرادو مني أن أضعها بمصحة و |
| Okulla daha içli dışlı olmamızı istemişlerdi. | Open Subtitles | أرادونا أن نتفاعل أكثر مع المدرسة |