| Sen istasyondan çok yukarılara olumlu-davranış zırvalarıyla tırmanan iyi bir polissin. | Open Subtitles | أنت شرطي جيد والذي حصل على ترقية من بين كل زملائه، لتنظيمه بعض حواجز التي تمت بها الجرائم |
| Bir medyum değilsen bile, sen çok iyi bir polissin. | Open Subtitles | وإن لم تكن وسيطاً روحياً فأنت شرطي جيد للغاية |
| Lisa'nın kim olduğunu bulacağını biliyordu. Sen iyi bir polissin. | Open Subtitles | تعرف بأنّك تكتشف من ليسا أنت شرطي جيّد |
| Sen büyük potansiyeli olan iyi bir polissin fakat her şeyi bilmiyorsun. | Open Subtitles | أنت ضابط جيد وبموهبة عالية لا كنك لا تفهم شيئ |
| Sen iyi bir polissin. | Open Subtitles | إنّكِ شرطيّة صالحة |
| İyi bir polissin. | Open Subtitles | أنت شرطيّ صالح. |
| Sen iyi bir polissin ve mesleğine olan bağlılılığın hayranlık uyandırıyor. | Open Subtitles | أنت شرطي جيد وأخلاصك للوظيفة جدير بالأعجاب |
| Masada dirsek çürütmek için fazla iyi bir polissin. | Open Subtitles | انت شرطي جيد على ان تكون مقيداً على مكتب |
| İyi bir polissin ama berbat bir şoförsün. | Open Subtitles | انظر, أنت شرطي جيد, لكن سائق سيئ جداً. |
| Sen iyi bir polissin. İçgüdülerin sağlam. | Open Subtitles | أنت شرطي جيد أنت تتمتع بغرائز جيدة |
| İyi bir polissin. Tanıdığım en iyi gizli polissin. | Open Subtitles | انت شرطي جيد, افضل مراقب رأيته |
| Sen iyi bir polissin Suit. | Open Subtitles | ( انت ضابط جيد ، يا ( سوت |
| Ann, sen iyi bir polissin. | Open Subtitles | أنتِ شرطيّة صالحة يا (آن). |
| Ann, sen iyi bir polissin. | Open Subtitles | أنتِ شرطيّة صالحة يا (آن). |
| İyi bir polissin Will. Belli ki bunu bilen tek kişi ben değilim. | Open Subtitles | أنت شرطيّ صالح يا (ويل)، جليًّا أنّي لستُ الوحيدة التي تدرك هذا. |