| "Daha önce söylediğim gibi, iyi insanlara fırsat tanınmalı." | Open Subtitles | كما قلت الأشخاص الجيدين بحاجة الى راحة |
| Point Place'de iyi insanlara hizmet etmekten her zaman mutluluk duydum. | Open Subtitles | لقد وجدت السعادة دائما في خدمة الناس الطيبين في هذا المكان |
| Sen iyi insanlara kötü şeyler olmasına izin vermezsin, değil mi? | Open Subtitles | لا يمكنك أن تدع أمورا سيئة تحصل إلى إناس طيبين, صحيح? |
| Olan şu, sen kapıları jimnastik dersi için gelen bu iyi insanlara açmayarak hiç profesyonelce davranmıyorsun. | Open Subtitles | ما يحدث هنا بأنك غير مهني تماماً بعدم فتحك للأبواب لأجل هذه الناس الطيبة. التي اتت هنا لأجل دروس في الجمباز. |
| Ancak odadaki bu iyi insanlara bakarken bizi yanarken izlemek için bu kadar hazır olmalarının sebebini merak ettim. | Open Subtitles | وأشحت بنضري حول الغرفه لوجوه اولائك الناس الجيدين تسائلت ما الذي يجعلهم يريدوا مشاهدتنا نحرق |
| Bundan sonrası işlerini en iyi şekilde yapmaya çalışan, iyi insanlara kalmış demektir. | Open Subtitles | ما يحدث بعد ذلك يعود للأناس الأخيار الآخرين الذين يؤدّون وظيفتهم بأفضل طريقة ممكنة |
| Parayı ödemeden kaçmayı deneyecektim, ve bu çok aptalcaydı, bunu sizin gibi iyi insanlara yapamayacağımı farkettim. | Open Subtitles | سوف أهرب و هذا غباء و استوعبت أنني لا أشتطسع فعل هذا بكم |
| Bakın, iyi insanlara benziyorsunuz, gerçekten öylesiniz ve sen gerçekten çok çekicisin ama maalesef beni başka biriyle karıştırıyorsunuz. | Open Subtitles | حسنا، تبدون أشخاص لطفاء بصراحه، انتم كذلك وانت فاتنة حقا |
| O iyi insanlara söyle! | Open Subtitles | أخبر أولئك الناس اللطفاء! |
| "Daha önce söylediğim gibi, iyi insanlara fırsat tanınmalı." | Open Subtitles | كما قلت الأشخاص الجيدين بحاجة الى راحة |
| Sistemimiz iyi insanlara karşı hilekâr. | Open Subtitles | النظام ملفق على الأشخاص الجيدين |
| Dünyadaki bunları unutmuş tüm iyi insanlara söyleyeceğim bunu. | Open Subtitles | كما أن كل الناس الطيبين فى هذا العالم يغفرون لمن يعتذر |
| Ya iyi insanlara turta atmaya başlarsa? | Open Subtitles | ماذا لو بدأ بضرب الناس الطيبين بالفطائر؟ |
| Bu suçluluk duygusu hisseden iyi insanlara söylemek istediğin bir şey var mı? | Open Subtitles | هل لديك أي شيء تودين الإفصاح عنه؟ لهؤلاء الناس الطيبين الذين ينضحون بالشعور التحرري؟ |
| Sahibimin beni, sadece iyi insanlara vereceğine emindi. | Open Subtitles | كانت تعرف أن معلمي سيرسلني إلى أناس طيبين |
| Bana tanrının iyi insanlara nasıl bu kadar büyük bir yük verebileceğini mi soracaksın? | Open Subtitles | ستسألينني كيف يمكن للرب إنزال هكذا عبء على أناسٍ طيبين كلا. |
| Senin geldiğini iyi insanlara bildireceğim. | Open Subtitles | سأعلم الناس الطيبة أنك قادمة. |
| - İyi insanlara kapımız açık. | Open Subtitles | نحن دائمًا متاحين إلى الناس الجيدين. |
| Bundan sonrası işlerini en iyi şekilde yapmaya çalışan, iyi insanlara kalmış demektir. | Open Subtitles | ما يحدث بعد ذلك يعود للأناس الأخيار الآخرين الذين يؤدّون وظيفتهم بأفضل طريقة ممكنة |
| Siz iyi insanlara bunu yapamayacağımı anladım. | Open Subtitles | و استوعبت أنني لا أشتطسع فعل هذا بكم |
| - Ne bileyim iyi insanlara benziyorlar. | Open Subtitles | لا أدري، إنه أشخاص لطفاء بحسب ما أفترض |
| - Sadece iyi insanlara karşı. | Open Subtitles | - لطيفٌ مع الناس اللطفاء . |