| İyileşeceksin, tatlım ama korkarım bizi bulmaya geliyorlar. | Open Subtitles | ستكون بخير , حبيبي لكني أخشي أن يأتوا من أجلنا |
| Hastaneye geleceğim, oğlum. İyileşeceksin. | Open Subtitles | ,سأتحقق منك خارج المستشفى يا بني . ستكون بخير |
| Biliyorum canın fena yanıyor, ama... iyileşeceksin. | Open Subtitles | اعلم انك تتألمين بشدة ولكنك ستكونين بخير. |
| İyileşeceksin. Taşıyıcıyı bulduk. Bunu söylemene gerek yok, Sam. | Open Subtitles | ستكونين بخير وجدنا الحيوان المضيف لا داعي لقول هذا سام |
| Küçük cismi çıkarttım ve iyileşeceksin. | Open Subtitles | لقد نزعت القناع الناتيء، وأعتقد أنك ستكون على ما يرام. |
| İyileşeceksin, seni buradan çıkaracağız, Jack. | Open Subtitles | سوف تكون بخير سنعمل على اخراجك من هنا ، جاك |
| İyileşeceksin. İyileşeceksin, tamam mı? | Open Subtitles | ستكونين على ما يرام ستكونين على ما يرام ، حسناً ؟ |
| - İyileşeceksin hayatım. - Allison. - Ona yardım et lütfen. | Open Subtitles | ستكون بخير يا عزيزي أليسون ساعديه ساعديه |
| Sadece mide ekşimesi tatlım, iyileşeceksin. | Open Subtitles | إنها حموضة المعدة فقط، حبيبي. ستكون بخير. |
| - İyileşeceksin seni hastaneye götürüp iyi olduğundan[br]emin olana dek başında bekleyeceğim. | Open Subtitles | فقط اتركني هنا ستكون بخير سأخذك الى المصح وسأبقى هناك |
| İyileşeceksin. Bugünlerde her şeyi tedavi ediyorlar. | Open Subtitles | ستكون بخير يستطيعون علاج كل شيء هذه الأيام |
| İyileşeceksin. | Open Subtitles | لقد أعطيتك الكثير من المورفين ستكون بخير |
| Birkaç gün dinlendikten sonra, tamamen iyileşeceksin. | Open Subtitles | بعد بعض الايام من الراحه ستكون بخير تماما |
| Hayır. İyileşeceksin. İyileşeceğini biliyorum. | Open Subtitles | سوف تكونين بخير، ستكونين بخير أنتِ ستكونين بخير |
| İyileşeceksin. İyileşeceksin. İyi olacaksın. | Open Subtitles | ستكونين بخير، ستكونين بخير، ستكونين بخير راقبي رأسك |
| İyileşeceksin. Şu aksi çocuğunun da karnını doyur. | Open Subtitles | ستكونين بخير اطعمي فقط ذلك الفتى سئ الخلق |
| İyileşeceksin. Millerların olayı ne? | Open Subtitles | ستكون على ما يرام ما الشيء بعائلة ميلر ؟ |
| İyileşeceksin, Noel. Seni kurtaracağız. Yap şunu, Tom! | Open Subtitles | سوف تكون بخير , نول سوف ننقذك ,هيا , توم |
| Gerçi öyle bir endişen olmasın. 40 yıl önce kalp nakilleri emekleme dönemindeydi ama modern tıpla birlikte hemen iyileşeceksin. | Open Subtitles | ليس هناك داع ٍلتقلقي قبل 40 سنة زراعة القلوب كانت في مهدها و لكن مع تطور الطب ستكونين على ما يرام |
| Seni buluşma yerine götürüyorum, Joe sana bir doktor bulacaktır ve doktor da seni tedavi edecek iyileşeceksin. | Open Subtitles | سأعيدك إلى جو حيث سيحضر لك الطبيب سيقوم الطبيب بمعالجتك ستتحسن |
| - Dayan, Jose. İyileşeceksin. | Open Subtitles | جوس , تشبث هناك ستكون على مايرام |
| İyileşeceksin. İyileşeceksin, evlat. | Open Subtitles | على رسلك,على رسلك,سَتَكُونُ بخير يا بنَيّ |
| Ama iyi olacaksın, biliyorsun değil mi? İyileşeceksin. Kesinlikle. | Open Subtitles | لكنك ستكوني بخير سوف تكونين بخير |
| Gracie, iyileşeceksin. | Open Subtitles | جرايسي، أنت ستصبح بخير. هو لا يستطيع إيذائك أكثر. |
| İyileşeceksin, her şeyi çözeceğiz. | Open Subtitles | ستغدو بخير وسنصلح كل ذلك الأمر |
| İyileşeceksin. | Open Subtitles | DAVID: أنت ستعمل على أن تكون بخير. |
| Konsültasyon yapacağız ve sen iyileşeceksin. | Open Subtitles | سنأخذ استشارة ثانية وسوف تتحسنين لا |
| Yaşamsal değerlerin normal. İyileşeceksin. | Open Subtitles | مؤشراتكِ الحيوية طبيعية سوف تكوني بخير |
| İyileşeceksin oğlum. | Open Subtitles | سوف تكون في أتم حال يا بنيّ. |