| Bu çocukları depolamaya gitmedikçe işimin izin verdiği her şeyi yaparım. | Open Subtitles | مادام الأمر لا يشمل أطفال الملاجئ فأنا موافقة على أيّ شيئ يسمح لي بالقيام بعملي |
| Ama onun izin verdiği kadar hızlı gidebilirim. | Open Subtitles | لكني استطيع أن أسير بسرعة حينما يسمح لي |
| * Mutluyum tekrar denememe izin verdiği için * | Open Subtitles | * أنا سعيدة جداً أنه تركني أحاول مجدداً * |
| * Mutluyum tekrar denememe izin verdiği için * | Open Subtitles | * أنا سعيدة جداً أنه تركني أحاول مجدداً * |
| Buraya takılmaya, garip dersler almaya ve ahlak maddemin izin verdiği derece sağlıklı parti yapmaya geldim. | Open Subtitles | أنا هنا للتسكع و التسجيل بصفوف غريبه و الإحتفال إلى المدى الذي يسمح به بند الأخلاق بعقدي |
| Aristo şöyle dedi, “Bizler herhangi bir konuda, ancak o konunun bize izin verdiği miktarda kesinlik arayabiliriz” | TED | فقد قال أرسطو : "علينا فقط التحري عن الدقة في كل موضوع بقدر ما يسمح ذلك الموضوع ". |
| İçeri bakmamıza izin verdiği için Bay Verger'e teşekkürlerimizi iletin. | Open Subtitles | اشكر السيد راوند لسماحه لنا بالتفتيش آسف إذا أزعجنَاه. |
| Ona yedirmeme izin verdiği tek şey. | Open Subtitles | هذا هو كل ما يسمح لي بإطعامه |
| - O izin verdiği sürece. | Open Subtitles | عندما يسمح لي بذلك |
| - Pek izin verdiği söylenemez. | Open Subtitles | لم يسمح لي تماماً |
| - Neil izin verdiği kadar! | Open Subtitles | اطول مجة يسمح لي (نيل) فيها! |
| "ama sen hayatını iyi yaşa... kısa ya da uzun cennetin izin verdiği kadar ". | Open Subtitles | "لكن ما تعيشه عيشه بهناء" "مهما طال أو قصير قدر ما يسمح به الرب" |
| Sana tavsiyem Daisy, hayatta tanrının ve şansın izin verdiği kadar ilerlemen. | Open Subtitles | نصيحتي لك يا (ديزي) أن تنطلقي بقدر ما يسمح به الله |
| Ancak dünyanın izin verdiği ölçüde iyiler onlar. | Open Subtitles | إنهم جيدون فقط بقدر ما يسمح لهم العالم |
| İçeri bakmamıza izin verdiği için Bay Verger'e teşekkürlerimizi iletin. | Open Subtitles | أرسل شكري للسيد فيرجر لسماحه بالتفرج على المنزل ونأسف إذا ما قمنا بازعاجه |
| Ama öncelikle John’a teşekkür ederek bitirmek istiyorum -- John’a bana kendi anlayışını ve bu görüntüleri sizlerle paylaşmama izin verdiği için minnettarım. | TED | لكني أود أن أختتم أولاً وقبل كل شيء بشكر جون -- شكراً لجون لسماحه لي بمشاركة رؤيته وهذه اللقطات معكم جميعًا. |