| Kablolu yayın izleyebilir oyun oynayabilir Youtube'da takılabilir ya da Netflix izleyebilirsin. | TED | يمكنك مشاهدة التلفاز،يمكنك أن تلعب الألعاب الإلكترونية،مشاهدة اليويتوب، أو يمكنك مشاهدة نيتفليكس. | 
| Böylece ben dönene kadar denizi izleyebilirsin. Hadi git,bir dene. | Open Subtitles | حتى يمكنك مشاهدة البحر حتى أعود ، هيا ، جربيه | 
| Ocağın yanında yeni sandalyende oturup beni izleyebilirsin. | Open Subtitles | بإمكانك الجلوس على كرسيك الجديد و مشاهدتي | 
| Neler olduğunu daha sonra izleyebilirsin. Greenberg hepsini çekti. | Open Subtitles | بإمكانك مشاهدته بالكامل عائلة جرينبريج سجلته بالفيديو | 
| Galeriden izleyebilirsin. Seninle ameliyata gireceğim. | Open Subtitles | يمكنكِ المشاهدة من النافذة سأشترك أنا معك | 
| Artık aynı anda hem okyanusa bakıp hem de porno izleyebilirsin. | Open Subtitles | الآن يمكنك النّظر إلى المحيط ومشاهدة الأفلام الإباحيّة في نفس الوقت. | 
| Beni çok kızdırmazsan, sen de gösteriyi izleyebilirsin. | Open Subtitles | لو انك لم تغضبيني فسوف اجعلك تشاهدي العرض. | 
| Evet, marinayı artık canlı olarak izleyebilirsin. İstiyorsan şimdi bile. | Open Subtitles | أجل، بمقدورك مشاهدة البثّ المصوّر لحوض السفن الآن إن شئت | 
| Çizgi filmlerini sonra izleyebilirsin. Şu anda yetişkin saati, tatlım. | Open Subtitles | تستطيعين مشاهدة أفلام الكارتون لاحقاً هذا وقت البالغين يا عزيزتي | 
| Evet. Diğer odada izleyebilirsin değil mi, lütfen? | Open Subtitles | نعم ربما تستطيع مشاهدة ذلك في غرفة أخرى لو سمحت؟ | 
| Uçurtma uçuranları izleyebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك مشاهدة الناس يطيرون الطائرات الورقية | 
| Burayı tıklarsan izleyebilirsin. | Open Subtitles | أنظر، يمكنك مشاهدة ذلك مباشرة إذا ضغطت هنا و دفعت 19,99 دولار | 
| Bilmiyorum da, burada televizyon izleyebilirsin ya da başka bir şey yapabilirsin, ne istersen artık. | Open Subtitles | انا لا اعلم,مشاهدة التلفاز هنا او اي شيء انت تحبينه | 
| Gelecek hafta yetenek yarışmasında tekrar izleyebilirsin. | Open Subtitles | يُمكنك مشاهدتي و أنا أفعلها مرّة أخرى في عرض مواهب الأسبوع القادم | 
| Ve beni, komşunla yerleri paspaslarken de izleyebilirsin. | Open Subtitles | ويمكنكِ أيضاً مشاهدتي أمسح الأرضية بجاركِ | 
| Bu arada dövüşü de kaydettim Ben milkshake'ini hazırlarken sen de üç dört kez dövüşü izleyebilirsin. | Open Subtitles | لقد سجلت القتال لكي تستطيع مشاهدته ثلاث أو أربع مرات بينما أُعد طلبك | 
| Clara, telefonu dışarı koy, küçük, yuvarlak camdan izleyebilirsin. | Open Subtitles | كلارا , ضعي الهاتف بالخارج وتستطيعين مشاهدته من خلال الفتحه الصغيرة | 
| O halde bizi izleyebilirsin. Eminim bu kaçık şeyin içine dahil olmak isteyeceksin. | Open Subtitles | إذاً يمكنك المشاهدة وحسب، أنا متأكدة أنك ستعتادين ذلك الأمر الفظيع | 
| Yatmayıp filmi izleyebilirsin tabii eğer Dewey'i yatırırsan. | Open Subtitles | تستطيع البقاء ومشاهدة الافلام اذا جعلت ديوي ينام | 
| Onu istediğin kadar izleyebilirsin. | Open Subtitles | أنظر , يمكنك أن تتبعها كما تريد | 
| Bunu öğrenince onları izleyebilirsin. | Open Subtitles | عندما تتعلمها تستطيع مشاهدتها وتصويرها | 
| Ama beni kontrol ederken izleyebilirsin. | Open Subtitles | لا لكن يمكن ان تشاهدنى اتحكم به | 
| İzleyebilirsin. | Open Subtitles | باستطاعتِك أن تنظُرى. | 
| TV izleyebilirsin. | Open Subtitles | يُمْكِنُ أَنْ تُشاهدَ التلفزيونَ. | 
| İyi uyuyamıyor olabilirsin ama Pippa'nın odasına gidip uyumasını izleyebilirsin. | Open Subtitles | ربما لا تنام جيداً لكنك تستطيع الذهاب لغرفة نوم بيبا وتراقبها وهي تنام | 
| Biliyorsun ya, gelip izleyebilirsin. | Open Subtitles | تعرفين كان يمكنك أن تحضري وتشاهدي | 
| Şimdi, kalıp izleyebilirsin ki pek tavsiye etmem, ya da gidebilirsin. | Open Subtitles | والأن بإمكانك البقاء والمشاهدة ولا أنصحك بذلك، أو بإمكانك المغادرة | 
| Kafanın içinde yepyeni bir dünya yaratabilir ve o dünyanın canlanışını izleyebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك خلق عالم كامل قبل عينيك وشاهدها تعود للحياة |