| Diyelim ki bileşenleri kâfur ve nitrat. Karanlık ve ışıktan yapılmalar. | Open Subtitles | حسناً ، لنفترض أنهما مصنوعين من الكافور والنترات ، والظلال والضوء |
| Günde iki defa kâfur çekmesi lazım. | Open Subtitles | إنها بحاجة لإستنشاق الكافور مرتين باليوم، مستخلص الثوم، |
| Diğer bir deyişle sahnede usulca soyunan şu kadın bedeni yağlı bir biftek bir bardak likör bir şişe kâfur streptomycin, uranyum... | Open Subtitles | ،أعني ... جسد هذه المرأة يتموج على المسرح كعصير سائل كالشراب، الكافور |
| Arkadaşınız için topladığınız kafur, nar ve taze guava meyvelerinden de yemeli. | Open Subtitles | كافور ، رمان و جوافا طازجة من منكم سـ سـ سيجمع كل هذا لصديقكم ؟ |
| Büyük kafur ağacının altında. Neden ateşböcekleri bu kadar çabuk ölmek zorunda? | Open Subtitles | تحت ظلّ شجرة كافور وافرة الظلال - لماذا تموتُ اليراعات بهذه السرعة ؟ |
| Buyuk kafur agacinin altinda. Neden atesbocekleri bu kadar cabuk olmek zorunda? | Open Subtitles | تحت ظلّ شجرة كافور وافرة الظلال - لماذا تموتُ اليراعات بهذه السرعة ؟ |
| meşe özü, çam yağı, kâfur yaprakları... | Open Subtitles | " لُب "البلوط "زيت "الصنوبر"، أوراق "الكافور |
| kâfur ve Çam? | Open Subtitles | الكافور والصنوبر"؟" |
| kâfur enjekte edin. | Open Subtitles | إحقنيها بـ(الكافور) |
| Evet kafur ağacı. | Open Subtitles | أنها شجرة كافور |
| kafur ağacı mı? kafur ağacı! | Open Subtitles | -شجرة كافور |