| Ama merak etme, benim hakkımda söyleyecek herhangi bir kötü şeyin olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | لكن لا تقلق, أعرف أنه لا شيء سيء لديك لتقوله عني |
| Çok kötü şeyin olmasına yalnızca bir kaç saat kaldı. | Open Subtitles | لمْ يتبقَّ إلاّ بضع ساعاتٍ حتى... يحدث شيء سيء جداً. |
| Yaptığımız her kötü şeyin başlangıç noktasında sen oluyorsun. | Open Subtitles | كل شيء سيء فعلناه يبدأ بك. |
| Önce, yaşanacak en kötü şeyin onların kaybolmuş olmaları Sanıyordum. | Open Subtitles | في البداية, ظننت أن أسوأ شيء هو ان يكونا مفقودين |
| Eva, bir Kızılderili'ye yapabileceğin en kötü şeyin kafasını kesmek olduğu söyler. | Open Subtitles | إيفا تقول ان أسوأ شيء يمكنك القيام به لهندي أن تقطع رأسه. |
| Kimi mahkûmlar yüzleşebileceğimiz en kötü şeyin şiddet olduğunu söylerler. | Open Subtitles | بعض السجناء يقولون أن العُنف هو أسوأ شئ يجب أن نواجهه |
| Yaptığımız her kötü şeyin başlangıç noktasında sen oluyorsun. | Open Subtitles | كل شيء سيء فعلناه يبدأ بك. |
| Gördüğüm en kötü şeyin bu olmasını isterdim. | Open Subtitles | أتمنى أن يكون هذا أسوأ شيء أشاهده في حياتي أبداً |
| Hapishanedeki en kötü şeyin yemekler olduğunu söylerler. | Open Subtitles | قلت أن الطعام أسوأ شيء في السجن لكنهم كانوا مخطئين |
| Bana bu dünyadaki en kötü şeyin ne olduğunu söylemek ister misin? | Open Subtitles | هل تريدني أن أخبرك ما هو أسوأ شيء في هذا العالم؟ |
| Bu partideki tek kötü şeyin ne olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | تعلم ما أسوأ شئ بهذه الحفلة؟ |