Asıl nokta, beyzbol senin kişiliğinin sadece küçük bir kısmını yansıtıyor. | Open Subtitles | أنظر ، المقصد هو البيسبول تعتبر فقط جزء صغير من شخصيتك |
Meğer ikinci el dükkânlarında ayıkladığım kıyafetler her yıl elden çıkardıklarımızın sadece küçük bir kısmını oluşturuyormuş. | TED | اتضح أن الملابس التي كنت أفتش فيها في تلك المتاجر لا تمثل سوى جزء صغير من إجمالي الملابس التي نتخلص منها كل عام. |
Görünen o ki, tüm hayatınızı yaşama biçiminiz bu, çünkü gözleriniz ışığın tüm yelpazesinin yalnızca küçük bir kısmını görebiliyor. | TED | كما يتّضح، تلك هي الطريقة التي تعيش بها طيلة الوقت لأنّ عينيك قادرتان فقط على رؤية جزء صغير من الطيف الضوئي الكامل. |
Örneğin tüm Web'in, Wikipedia'nın küçük, çok küçük bir kısmını başka bir dile, İspanyolcaya çevirmek. | TED | على سبيل المثال ,ترجمة جزء ضئيل جداً جداً من الانترنت ,موقع ويكيبيديا, الى لغة اخرى, وهي الاسبانية |
Biz insanlar ve hayvanlar biz dünya üzerindeki yaşamın yalnızca küçük bir kısmını görebiliriz. | Open Subtitles | نحن البشر، والحيوانات التي نستطيع رؤيتها.. مجرد جزء ضئيل من الحياة في الأرض.. |
Yüzeyde, neler olduğunun sadece küçük bir kısmını görüyoruz. | TED | ولكننا نرى جزء صغير جدًا من الذي يحدث على السطح |
Biliyorum ki, daha yıllarca gezecek olsam yine de küçük bir kısmını görebilirim. | Open Subtitles | و يمكنني أن أسافر لسنوات أخرى أكثر و لن أرى سوى جزء صغير منها |
Yani, insan gözü sadece elektromanyetik tayfın, küçük bir kısmını kaydetmeye muktedirdir. | Open Subtitles | بالاحساس , العينان قادرتان فقط على على تسجيل جزء صغير من الطيف الاليكترو مغناطيسى |
Çatının sadece küçük bir kısmını çıkarabilmiştim. | Open Subtitles | لقد كشفت للتو عن جزء .. صغير من السقف و ذلك قبل |
İhtiyacımız olan; kanalizasyonumuzun küçük bir kısmını şehrinizin altından geçirmek. | Open Subtitles | جزء صغير من المجاري سيعبر من خلال بلدتكم |
Ama şimdi çok güzel bir hayatın küçük bir kısmını oluşturuyor ve o kısım olduğu için de çok mutluyum. | Open Subtitles | إنه مجرد جزء صغير من حياة رائعة للغاية، وجزء فخور بوجوده |
Maalesef kamera maktulün arka bahçesinin küçük bir kısmını çekmiş. | Open Subtitles | اه، للأسف، الكاميرا فقط تصويرها جزء صغير من الضحية الفناء الخلفي. |
Sekiz Top'lar tarafından ele geçirilseydik, ...bu dağılan hattı patlatıp Vega'nın daha küçük bir kısmını savunabilecektik. | Open Subtitles | إذا كنا تجاوز من قبل ثماني كرات، نحن يتمكن من تفجير هذا الخط الفاصل والدفاع عن جزء صغير من فيغا، |
küçük bir kısmını ziyaret edebilsek bile bu inanılmaz olacak! | Open Subtitles | مجرد الحصول على خدش سطح وجولة حتى جزء صغير منه هو... |
Kafalarının küçük bir kısmını da kuru tutabilir. | Open Subtitles | ويمكن أن تبقي على جزء صغير رؤوسهم تجف. |
Oxford İngilizce Sözlüğü (OED), spektrumu şöyle tanımlıyor, "Görünen ışığın yalnızca küçük bir kısmını oluşturduğu, en uzun radyo dalgalarından en kısa gama ışınlarına kadar, elektromagnetik radyasyonun tüm dalga boylarıdır. | TED | يُعرّف قاموس أكسفورد للغة الإنجليزية الطيف بـ " المجموعة الكاملة من موجات الإشعاع الكهرومغناطيسي، الناتج من الموجات الراديوية الأطول إلى أشعة الجاما الأقصر التي يُشكل الضوء المرئي جزء صغير منها فقط." |
NBC Gece Haberleri, Comcast'ın gelirlerinin küçük bir kısmını. | Open Subtitles | جزءًا صغيرًا من إيرادات "تيم وارنير". أخبار "إن بي سي" المسائية جزء ضئيل من "كومكاست". |
(Gülüşmeler) Şimdi, bitkinin CBD kısmı bu kadar ilginç ve önemli olmasına rağmen aslında ticari piyasanın çok çok küçük bir kısmını oluşturuyor. | TED | (ضحك) ورغم كل هذه الفوائد البارزة التي تتمتّع بها الـ"CBD"، فإنها في الحقيقة جزء ضئيل للغاية من السوق التجارية. |