| Karşımızdaki, nüfusun yoğun olduğu alanlara fark edilmeden girebilen küçük bir uçak. | Open Subtitles | لذا , ما لدينا هو طائرة صغيرة قادرة على اختراق كثيفة دون الكشف عن المناطق المأهولة. |
| Hanjour olaydan bir ay önce, Maryland, Bowie'deki Freeway Hava Limanı'na kiralamak için küçük bir uçak aramaya geldi. | Open Subtitles | جاء حنجور إلى مطارِ الطريق السريع فى باوى، ميريلند قبل شهر يريد أن يستأجر طائرة صغيرة |
| Bu küçük bir uçak değildi. Mümkün değil. | Open Subtitles | سأخبركم شيئا،هذه ليست طائرة صغيرة مستحيل |
| küçük bir uçak Dünya Ticaret Merkezine çarpmış.. | Open Subtitles | طائرة صغيرة اصطدمت ببرج التجارة العالمي |
| Anlatıcı: küçük bir uçak, AV Pointer, gözetim hizmeti vermektedir, | TED | المقدم: طائرة صغيرة الحجم ، طائرة الـ AV Pointer ، والتي تستخدم للمراقبة ، |
| küçük bir uçak mı ? | Open Subtitles | أهذه طائرة صغيرة ؟ |
| Ama ben küçük bir uçak kullanıyordum. | Open Subtitles | لكن أنا كنت أقود طائرة صغيرة |
| Bir hafta sonra, Gruen'nin üstüne kayıtlı küçük bir uçak Alplerin eteklerinde kaza yapmış. | Open Subtitles | وبعد أسبوع، طائرة صغيرة مُسجّلة لـ(غرون) قد تحطمت عند قاعدة جبال الألب. |
| - Onlara göre küçük bir uçak kuleye çarpmış! | Open Subtitles | -يعتقدون أن طائرة صغيرة |
| Bu, küçük bir uçak Tony. | Open Subtitles | (إنها طائرة صغيرة يا (طوني |
| küçük bir uçak. Bilmiyorum. | Open Subtitles | طائرة صغيرة |