| Evet, Bu kırkıncı üç aylık dönem demek. | Open Subtitles | أجل، هذا ما نشير إليه بأنه الفصل الأربعين |
| üçüncü dönemde düşürmenin yasal olmadığını biliyorum, kırkıncı dönem hakkında bir bilgim yok. | Open Subtitles | كل ما أعرفه هو أنّ الإجهاض في الفصل الثالث غير شرعي لا أعرف شيئاً عن الفصل الأربعين |
| Seth, küçük zafer konuşmanı böldüğüm için üzgünüm ama bu senin kırkıncı hesabın. | Open Subtitles | سيث أكره أن أهبط من معنوياتك بسبب نصرك الصغير لكن هذا هو حسابك الأربعين |
| Benim için çalışanlara kırkıncı hesaplarını verdim. | Open Subtitles | لقد اعطيت كل رجل من رجالى الأربعين حساب الخاص بى هيا |
| kırkıncı hesabımı açtığım kişi. | Open Subtitles | فتحت حسابه قبل أن أغلق الأربعين حساب الخاصين بى |
| kırkıncı yıl dönümümüzden iki hafta önce öldü. | Open Subtitles | لقد ماتت قبل اسبوعين من ذكرانا السنوية الأربعين |
| Ve kırkıncı defa öldüğünde, en azından seni bana soru sorarken duymayacağım. | Open Subtitles | إذا مت للمرة الأربعين على الأقل لا أريد أن أسمعك تسألنى هذا السؤال مرة آخرى |
| kırkıncı gün mezarlığa tekrar gittim. | Open Subtitles | - في الأربعين ، عدت إلى المقبرة ، جدتها كانت موجودة |
| diğeri yedinci gününe kadar, bir diğeri kırkıncı gününe kadar, yada bütün bir yıl beklememizi söylerdi. | Open Subtitles | حتى اليوم الثالث من العزاء ، أو اليوم السابع ، أو الأربعين ، حتى طوال السنة! |
| Fakat Muhammed kırkıncı yaşına gelince, huzursuz olmaya başladı ve Mekke toplumunun sorunları onu rahatsız etti. | Open Subtitles | ولكن عندما قارب عمر محمد على الأربعين كان قد اصبح قلقه يتزايد باستمرار مضطرد نتيجة المشاكل التى كان يفرزها المجتمع فى مكة |
| kırkıncı katta 35 sivil var. | Open Subtitles | أربعون مدنياً في الطابق الأربعين |
| kırkıncı evlilik yıl dönümleri için onlara aldığımız gemi tatili. | Open Subtitles | التي إشتريناها لهم لعيد زواجهم الأربعين |
| Aynı evde, iki geçimsiz kadınla birlikte yaşayıp dul denizci karılarını teselli eden kırkıncı gün anmalarında, sene-i devriyelerinde 6. ay dualarında hazır bulunan, ben... | Open Subtitles | البقاء علي مقربة من أرامل ..البحارة ومواستهم ..حاضرة في ذكري الأربعين يوماً ..حاضرة في الذكري السنويه .. وذكري نصف العام .. |
| Ve ben de geçmiş kırk yıl boyunca edindiğim tecrubeleri sizinle paylaşmak istiyorum -- kırkıncı yıl dönümümüzü kutluyoruz-- doğal sürdürülebilirlik hakkında keşfetmek ve onlara dokunmak için. | TED | وأود أن أشارككم بعض التجارب. على مدى السنوات الأربعين الماضية -- فنحن نحتفل بالذكرى السنوية الـ 40 هذا العام -- ولكي نستكشف ونتلمس بعض الملاحظات حول طبيعة الاستدامة البيئية. |
| Sadece bir kere, yasın kırkıncı gününde. | Open Subtitles | مرة واحدة فقط ، في الأربعين |
| Şey, tamam Bayan Cartman, sizin için kırkıncı dönemdeki düşüğü yasal yapacağım. | Open Subtitles | (حسناً، لا بأس يا سيّدة (كارتمان سأشرّع الإجهاض في الفصل الأربعين من أجلكِ |
| - Tüm ekipler kırkıncı kata. | Open Subtitles | - أريد كل الفرق بالطابق الأربعين |