| Direksiyondaki benim yanımdakiler de Kızkardeşim ve o zamanki en iyi arkadaşım | TED | وهذا أنا خلف عجلة القيادة، مع أختي وأعزّ صديق لي في ذلك الوقت، |
| Bak, o benim de Kızkardeşim. Onun nesi var bilmek istiyorum. | Open Subtitles | انظر، إنها أختي أيضًا وأريد أن أعرف ماخطبها |
| Kızkardeşim bir şey içmese daha iyi olur. Dün akşam onu eve ne halde getirdiğimizi bir görseydiniz. | Open Subtitles | أختي يجب أن لا تشربين أنت لم تراها ليلة أمس |
| Eve Kızkardeşim, avukatım, annem, dostum, psikiyatristim ve polisim oldu. | Open Subtitles | "أيف" أصبحت شقيقتي ، محاميتي، أمي، صديقتي، طبيبي النفساني وشرطي. |
| Diyelim başaramadım, Kızkardeşim, pazarlık gücümüz güçlenir. | Open Subtitles | دعينا لا نتظاهر يا أختى أن صفقتنا ليست لأى شئ اٍلا للقوة |
| Gelmeyişim çok insanın hoşuna gitmedi, ama o benim Kızkardeşim. | Open Subtitles | كان هناك العديد ممن ينوبون عني و لكنها كانت اختي |
| Kızkardeşim arkadaki yatak odasında öldü ve o öyleydi, pis bir sır. | Open Subtitles | اختى ماتت فى غرفة النوم الخلفي و هذا ما كانت عليه سر |
| Bu şirin minik şey de Kızkardeşim Connie. | Open Subtitles | و هذه الفتاه الرقيقة هي أختي كوني التي حدثتك عنها |
| Bir gün Kızkardeşim profesör Gentile'i... tanıyıp tanımadığımı sordu. | Open Subtitles | يوم واحد، طلبت من أختي إذا كنت أعرف أستاذ غير اليهود. قلت: |
| Alice Monroe, Kızkardeşim Amy'nin Cornell'den arkadaşı, Brezilya zamanından. | Open Subtitles | ألس مونرو، صديق أختي أيمي من كورنيل، عاد من البرازيل |
| Kızkardeşim biraz mutsuz ve ciddi biri olmadığı için bunu trajik açıdan göstermiyor bunun yerine işi komikliğe vurmayı tercih ediyor. | Open Subtitles | أختي سعيدة نوعا ما، وكما أنها ليست من منحى خطيرا، أنها لا تميل إلى إظهار أنها بشكل مأساوي، ولكن هزلي بدلا من ذلك. |
| Dediğim gibi, eve geldiğimde, Kızkardeşim tamamen çıplak tamamen ateşler içindeydi, tamam mı? | Open Subtitles | كما كنتُ أقول عندما أعود للمنزل، أختي كَانتْ عاريةَ تماماً ومحترقة تماماً. أليس كذلك، جون؟ |
| Kızkardeşim New Jersey'den yahudi bir doktorla evlendi ve bir büyükannem de İrlandalı bir rahibeydi ve bu barı bana bıraktı... | Open Subtitles | تزوجت أختي من طبيب يهودي من نيو جيرسي وجدتنا الأخرى |
| Kızkardeşim New Jersey'den yahudi bir doktorla evlendi ve bir büyükannem de İrlandalı bir rahibeydi ve bu barı bana bıraktı... | Open Subtitles | تزوجت أختي من طبيب يهودي من نيو جيرسي وجدتنا الأخرى |
| Kızkardeşim iki yılını o deve verdi. | Open Subtitles | أختي الصغيرة كرست سنتين من الحمل الولادة بالجيجانتور |
| Aslında Kızkardeşim bahçemizdeki müştemilatta kocası ile oturacak. | Open Subtitles | أختي ستَذْهبُ للعَيْش في الفناء الخلفي، مَع زوجِها، في بيتِ البركةَ. |
| Kızkardeşim annemle yaşamak zorundaydı. | Open Subtitles | أختي وَصلتْ إلى تَذْهبَ بشكل مباشر مَع أمِّها. |
| Yetim kalmıştım Kızkardeşim Maggie ile büyüdüm.. ....ve nişanlısı Joe ile. | Open Subtitles | لقد كنت يتيما قام بتربيتي شقيقتي ماغي وصديقها جو |
| Kızkardeşim karanlıktan korkardı, ama ışıkları açık bıraktığım için beni suçlardı. | Open Subtitles | شقيقتي كانت تخاف من الظلام ، و كانت تلقى اللوم علي على ترك المنزل مضاء |
| Bu şirin minik şey de Kızkardeşim Connie. | Open Subtitles | و هذة الفتاة الرقيقة هى أختى كونى التى حدثتك عنها |
| Tıpkı küçük Kızkardeşim gibi. Geceleyin doğdu, sonra uçup gitti. | Open Subtitles | مثل أختى الصغيرة ولدت بالليل ثم طارت بعيداً |
| Ama, Kızkardeşim Brianna'yı öldürdüğünüz gün siz beni deli ettiniz. | Open Subtitles | لكنكم من جعلوني مجنونة عندما قتلتن اختي بريانا |
| Kızkardeşim Sampson Cole mağazasında çalışıyor.. | Open Subtitles | ان اختى تعمل فى مخازن شركة سامبسون و كولى |
| 15 yıldır görmediğim bir Kızkardeşim var. | Open Subtitles | لدي شقيقة لم أتحدث إليها منذ 15 عاماً أتعتقد أنها ستكون مسرورة لهذا؟ |
| - Hey, o benim Kızkardeşim! Burda istediği kadar kalabilir! | Open Subtitles | أنها أختُي يُمْكِنُ أَنْ تَبْقى كيفما تُريدُ. |
| Bir tane öz Kızkardeşim, yedi tane üvey erkek kardeşim ve yedi tane de üvey kız kardeşim var. | Open Subtitles | عندي أخت واحدة,وسبعة إخوة غير أشقاء , و سبعة أخوات غير شقيقات. |
| Ayrıca Kızkardeşim için, geçen gece konusunda da size teşekkür etmek istiyorum. | Open Subtitles | وأيضاً أردتُ القول شكراً بشأن ما فعلته لأختي البارحة. |
| Ama sen gördün- ben, annem ve Kızkardeşim birbirimize çok bağlıydık. | Open Subtitles | لَكنك ترى حَسناً،انا وأمّي و واختي حزينون. |