| Bana aranan kaçağın eski mahkumlara danışmanlık yaptığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | أنت تقول لي ذلك الهارب المطلوب كان مستشار مدانين سابق؟ |
| kaçağın, önümüzdeki bir kaç saat içerisinde yakalanacağı söyleniyor. | Open Subtitles | و الآن نقول إن الهارب سوف يعتقل و ما هى إلا مسألة وقت |
| Mükemmel iş, Bay Brown. Bir kaçağın yakalanmasına yardımcı oldunuz. | Open Subtitles | عمل ممتاز، سيد براون مساعدتك في أسر هارب خطير |
| Mükemmel iş, Bay Brown. Bir kaçağın yakalanmasına yardımcı oldunuz. | Open Subtitles | عمل رائع يا سيد براون لقد ساعدت في القبض علي هارب خطير |
| Küçük bir kaçağın iş bulana ve şehre alışana kadar evinde kalmasına izin vermiş. | Open Subtitles | لقد أدخل طفلة هاربة إلى منزله تبيت معه في شقته حتى تجد عملاً وتستقر |
| Aradığı kaçağın aslında burnunun dibinde olduğunu öğrendiğinde ne yapacak bakalım. | Open Subtitles | أتساءل كيف سيشعر عندما يكتشف أنّ الهاربة التي يُطاردها كانت تحت أنفه طوال الوقت. |
| Yani bir kaçağın hayatını kurtarmak için, diğer bir kaçağın lafıyla, direkt bir emre karşı gelip diplomatik bir araca saldırdın? | Open Subtitles | لقد خالفت أمر مباشر وقُمت بمهاجمة عملية نقل دبلوماسية بسبب حديث لهارب |
| Bir casus romanında kaçağın en tehlikeli silahının uyku olduğunu söylüyordu. | Open Subtitles | لقد قرأت مرة في رواية تجسس السلاح الأكثر فعالية للهارب هو النوم |
| Iowa Eyalet Polisi, bir kaçağın onların hukuki bölgesine doğru geldiğini söyleyen bir telefon aldılar. | Open Subtitles | شرطة ولاية آيوا تلقت للتو معلومة تفيد بأن هارباً يعبر حدود ولايتها |
| Evsiz yeni yetme bir kaçağın bile bir Noel hediyesine ihtiyacı vardır! | Open Subtitles | وحتى المراهق المشرد الهارب من منزله يحتاج لهدية عيد الميلاد |
| Goeth kaçağın barakasındaki herkesi sıraya dizmiş. | Open Subtitles | قام القائد جوز بصف كل من كان مع الهارب في ثكنته |
| Sadece kaçağın canlı olarak getirilmesinden emin olmak istiyorum. Öyle olsun. | Open Subtitles | أنا فقط أريد أن أكون متأكداً من أن الهارب سيقبض عليه حياً |
| Evsiz yeni yetme bir kaçağın bile bir Noel hediyesine ihtiyacı vardır! | Open Subtitles | وحتى المراهق المشرد الهارب من منزله يحتاج لهدية عيد الميلاد |
| Fakat son kaçağın bir not bıraktığı duyuldu. | Open Subtitles | ولكن الهارب الأخير الذي أمسكنا به قد سمعنها يقول شيئاً كدليل |
| Üzerine yarı otomatik silahla ateş eden bir kaçağın üzerine koştun. | Open Subtitles | هاجمتِ هارب يُطلق من بندقية هجومية عليكِ. |
| FBI. Bir kaçağın peşindeyiz. | Open Subtitles | مكتب التحقيقات الفيدرالي،نطارد هارب من العدالة |
| Azılı bir kaçağın aile dostun olması unutulabilecek bir şey değildir. | Open Subtitles | عندما يأتيك هارب من القانون وصديق عزيز للعائلة لا تستطيع تجاهله ببساطة |
| Bir kaçağın saklandığı yerle ilgili elinde sağlam kanıtı olan bir polis neyle suçlanabilir Bay Osbborne? | Open Subtitles | سيد اوزبورن , ماهي العقوبات المتوقعة لضابط أمن لديه معلومات وأدلة عن هارب ولم يبلغ عن ذلك |
| - Federal bir kaçağın yakalanmasında Darryl'ın yardım ettiğini yargıca söyleyebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك أن تخبر القاضي أنه ساعدتك في تسليم هارب |
| Meleklerim, 16 yaşındaki bir kaçağın peşine düşeceksiniz. | Open Subtitles | يا ملائكة، أنتم تنظرون إلى فتاة بعمر 16 سنة هاربة |
| Büyük Birader izliyor. Bir kaçağın saklanması için fazla yer yok. | Open Subtitles | لم يكن هناك الكثير من الأماكن من أجل هاربة للإختباء |
| kaçağın kızı kaç yaşında söyle o zaman. | Open Subtitles | حسناً ، ماهو عمر ابنة الهاربة ؟ |
| Başlarda kişisel sandık ama sonra uzaylı bir kaçağın kaçmasına izin verdi. | Open Subtitles | كنا نظن أنه كان شخص ما في البداية ولكن بعد ذلك سمحت لهارب فضائي الهروب |
| İşte dosyalarımızdan bulduğumuz kaçağın fotoğrafı. | Open Subtitles | هذه صورة للهارب من ملفاتنا |
| Bugün CIA gözetiminden kaçmış tehlikeli bir kaçağın peşindeyiz. | Open Subtitles | نحن نطارد هارباً خطراً فرَّ اليوم من وكالة الإستخبارات المركزية |
| Sırada, bugünkü çıkan çatışma ile bağlantısı olan tehlikeli bir kaçağın haberi var. | Open Subtitles | هناك شخص خطير وهارب من العدالة في إشتباك وإطلاق نار مع الشرطة هذا الصباح |