| Ama sırf babam kaçmaya çalıştı diye insanların onu her daim suçlu olarak düşünecek olmasına katlanamıyorum. | Open Subtitles | الشيء الذي أجد صعوبة في تحمله بأن الناس يعتقدون بأنه مذنب لأنه حاول الهرب |
| kaçmaya çalıştı ama yakaladık. Şimdi sorguya alıyoruz. Aferin. | Open Subtitles | حاول الهرب ، ولكننا أمسكنا به سنأخذه الآن للإستجواب |
| Reddettiğimde ise tahtın mücevherleriyle birlikte kaçmaya çalıştı. | Open Subtitles | وحينما رفضتُ، حاول الهرب بمجوهراتِ التاج. |
| Aptal herif bataklıktan kaçmaya çalıştı. | Open Subtitles | زميلنا الغبي حاول الهروب خلال المستنقعات المليئة الضباب |
| kaçmaya çalıştı ve atladı. Hepsi bu. | Open Subtitles | لقد حاول الهروب ثم قفز هذا كل ما فى الأمر |
| Hamileliğinin yedinci ayında kaçmaya çalıştı. Seni vermek istemiyordu. | Open Subtitles | في شهرها السابع من الحمل حاولت الهروب لم تكن تريد أن تسلمكِ لهم |
| Benimle evlenmek istedi. Reddettiğimde ise tahtın mücevherleriyle birlikte kaçmaya çalıştı. | Open Subtitles | طلب يدي للزواج، وحين رفضت حاول الهرب بجواهر التاج. |
| - Belki birisi onun kim olduğunu öğrendi. O da kaçmaya çalıştı ve denizde bir sorun yaşadı. | Open Subtitles | ربما أنه قد اكتشف أحدهم حقيقته ثم حاول الهرب |
| kaçmaya çalıştı, vurmak zorunda kaldılar. | Open Subtitles | حاول الهرب ولكنهم أطلقوا النار عليه |
| Şey, Emilio tozuttu ve kaçmaya çalıştı. | Open Subtitles | حسناً، لقد أصبح " إيميليو " مجنوناً و حاول الهرب |
| Öyle olacaktı ama kaçmaya çalıştı. | Open Subtitles | لقد كان هذا من المفترض ولكنه حاول الهرب |
| Uyandıktan sonra, Vaat Şehri'ne kaçmaya çalıştı, ve, biz... | Open Subtitles | حاول الهرب لمدينة الوعد لكنه لم ينجح |
| kaçmaya çalıştı, ama onu öldürdük. | Open Subtitles | لقد حاول الهرب ، إلا اننا قتلناه |
| Tim Mitchell kaçmaya çalıştı ve onu öldürdüler, bütün aile. | Open Subtitles | -لقد تم إحكام غلق المدينة بكاملها إنهم يغلقون كافة الطرق السريعة "تيم ميتشل" حاول الهرب |
| Her yıl Noel'de sadece evinde olabilmek için kaçmaya çalıştı. | Open Subtitles | هو حاول الهروب كل عام تعود أن يكون بمنزله فى العيد |
| Bugün kasabada ufak bir sorun yaşadık. Tutuklulardan biri kaçmaya çalıştı. | Open Subtitles | كان لدينا اليوم مشكلة صغيرة بالبلدة أحد السجناء حاول الهروب |
| Onu, işbirliği yapmaya zorladık. kaçmaya çalıştı ama şimdi gözaltında. | Open Subtitles | قبضنا عليه متلبسـًا حاول الهروب لكنّه الآن تحت الحراسة |
| Hamileliğinin yedinci ayında kaçmaya çalıştı. Seni vermek istemiyordu. | Open Subtitles | في شهرها السابع من الحمل حاولت الهروب لم تكن تريد أن تسلمكِ لهم |
| kaçmaya çalıştı, görünüşe göre alçaktan uçuyordu. | Open Subtitles | حاول أن يهرب, على ما يبدو أن يحلق منخفضاً |
| Sabah tepeye doğru kaçmaya çalıştı. | Open Subtitles | لقد حاولت الفرار بأعلى التل في وقتٍ باكر |
| Benim bir sorunum yok. Kadın kaçmaya çalıştı. | Open Subtitles | لا يوجد بى شئ خطأ يا أخى هذه المرأه حاولت الهرب.. |
| Alo, John? Shalini kaçmaya çalıştı. | Open Subtitles | مرحباً جون شاليني تحاول الهرب هنا |
| Sanırım küçük hindi biraz önce sürünerek büyük hindinin içine kaçmaya çalıştı. | Open Subtitles | أظن أن الدجاجة الحبشية الأصغر تحاول التوغل أكثر داخل الأكبر |
| kaçmaya çalıştı. | Open Subtitles | حاول ان يركض |