| Mecliste, kabilelere dayatma niyetinde olduğun kanunların parçası olmayacağımı söylemiştim. | Open Subtitles | في التجمع قلت أنني ان أشارك في هذه القوانين التى تنوين ان تفرضيها علي القبائل |
| Böyle devam ederken, ki telaşlanmayın, bu kabilelere katıldığımda kendimi sarıya boyayıp mızrak ve peştemal ile sağa sola koşturmadım. | TED | ولذا بينما أنا ذاهب، لا تقلقوا، لم أقم لدى وصولي عند هذه القبائل لم أقم بدهن نفسي باللون الاصفر ولم احوم حاملاً الرماح وجلد الأسود. |
| Saidi, kabilelere haber ilet. | Open Subtitles | سعيدي، يرسل العدائين، ردد القبائل. |
| Örneğin, bir gülümseme görüntüsü, modern şehir insanına ve yerli kabilelere aynı hazzı gönderiyor. | TED | فمثلًا، صورة الابتسامة تشير إلى الفرح بالنسبة لساكني المناطق المتحضرة الحديثة ورجال قبائل السكان الأصليين على حد سواء. |
| Bir çok insan ruhani veya kiliselere bağlı kabilelere alışık. Bir iş kabilesi olmasına, veya cemaat kabilesine. | TED | كثير من الناس شكلوا قبائل روحية او قبائل دينية عندنا قبائل مكونه من عمال عندنا قبائل اجتماعية |
| Onlara diğer kabilelere davrandığın gibi davranmalısın. | Open Subtitles | تعامل معهم مثل العشائر الآخري. |
| Skaikru'yu korumak, diğer kabilelere size meydan okumak için bahane veriyor. | Open Subtitles | حماية (قوم السماء) يعطي العشائر الأخري عذراً لتحدّيك |
| MS 1 80 yılının kışında, İmparator Marcus Aurelius'un Germania'daki... barbar kabilelere karşı yürüttüğü 1 2 yıllık sefer sona eriyordu. | Open Subtitles | فى شتاء عام 180 ق . م كانت حملة الإمبراطور ماركوس أورليوس ضد القبائل البربرية الألمانية والتى استغرقت 12 عاماً قد شارفت على الانتهاء |
| Marcus Aurelius ömrünün büyük kısmını savaşarak sınırlarını zorlayan barbar kabilelere direnerek geçirmek zorunda kalmıştı. | Open Subtitles | أمضى ماركوس أوريليوس أغلب حياته يتعامل مع الحروب و محاولاً مقاومة التعامل مع القبائل الهمجية التي كانت تغير على حدود الامبراطورية |
| Böylece kan davası tüm kabilelere bölünecekti. | Open Subtitles | حتى يتفرق دمه بين القبائل |
| kabilelere de aç gözlü davrandım. | Open Subtitles | و أصبحت جشعا مع القبائل |
| Sizin en yakın olduğunuz kabilelere ait bölgede mağarada saklandığı. | Open Subtitles | القصة التي أنتم تعرفونها هي أن أ.ب.ل) يختبأ في كهف في مناطق القبائل) |
| Şu anda dikkatimizi kabilelere vermeliyiz. | Open Subtitles | الأن سنهتم بحضور القبائل |
| Biz de senin tepedeki kabilelere karşı harekete geçtiğini duyduk. | Open Subtitles | -ان الاخبار التى هنا تقول انك تحركت الى قبائل التلال |
| Ayrıca buradaki diğer kabilelere baskın yapamaz, avlarına musallat olamazsınız. | Open Subtitles | او ان تغيير على قبائل اخرى هنا او ان تتداخل في صيدهم |
| Kıymetli CHIZURU kabilelere özel bir toplantı çağrısı yaptı. | Open Subtitles | هذا التاريخ مع أباك! المُميز (شيزورو)، دعى لإجتماع مع العشائر. (أيوري)، كان جديداً ولكن (يجامي)... |