| Sana sunduğum bu büyük onuru kabul edecek misin? | Open Subtitles | هل ستقبل هذا الشرف العظيم الذى أعرضه عليك ؟ |
| Anlayacak.Ne yapmış olursan ol bunu kabul edecek çünkü sen onun babasısın. | Open Subtitles | هي ستفهم مهما أنت فعلت هي ستقبل الامر لأنك أباها |
| Pentangeli, Rosato kardeşlerin teklifini kabul edecek. | Open Subtitles | لا أريد أن أتحدث معك بنتاجيلى حدد مقابلة مع الاخوة روزاتو و سيقبل عرضهما |
| Belki Osono gibi başka insanlar da bulabilirim beni olduğum gibi kabul edecek insanlar. | Open Subtitles | قد استطيع ايجاد آخرين مثل اوسونو من سيقبل بي ويحبني لما انا عليه. |
| Bir yolu şu olabilir: Her bir taraf diğerinin temel yaklaşımını kabul edecek. | TED | أحد السبل هو: موافقة كل طرف على تقبل الركائز الأساسية لدى الآخر. |
| Uyandığı zaman kabul edecek olursa, sorarım. | Open Subtitles | سأسألها إذا ما كانت ستوافق عليها حالما تفيق |
| Yedi kişiden oluşan bir aileyi kabul edecek birini de tanımıyorum. | Open Subtitles | لا أعرف أحد سيوافق بتواجد عائلة من 7 أفراد في منزله. |
| Birgün, bu ülke benim gibi insanları kabul edecek. | Open Subtitles | ولكن سيأتي اليوم الذي ستقبل به هذه الدولة أشخاصًا مثلي. |
| Bu yüzden tekrar soruyorum: Toplantıdan çıkacak sonucu kabul edecek misin? | Open Subtitles | لذا فسوف أسألك مجدداً هل ستقبل بحكم الكرادلة? |
| Sonuç olarak, seni kabul edecek her kız olur, değil mi? | Open Subtitles | بإختصار سوف تأخذ أي إمرأة ستقبل لك، أليس كذلك؟ |
| Ben de geç kaldım biliyorum ama geçmişinin peşine düştüm diye özür dilersem özrümü kabul edecek misin? | Open Subtitles | أعلم بأني متأخرة أيضاً لكن إذا إعتذرت عن إغوائي لك بسبب خلفيتك فهل ستقبل إعتذاري ؟ |
| Tamam, Jack, bilgisayar kabul edecek mi göreceğiz... | Open Subtitles | الآن نحن مستعدون لنرى إن كان الحاسب سيقبل |
| Kim kabul edecek bu bahsi, Vegas mı? | Open Subtitles | ومن الذى سيقبل هذا الرهان؟ فيجاس |
| Sizce bu teklifi kabul edecek mi? | Open Subtitles | ولكن، هل سيقبل التحدي يا تـُرى ؟ |
| Saygıdeğer Tomaseo'nun anıtsal İtalyanca sözlüğündeki... tanımlamayı kabul edecek olursak: | Open Subtitles | أعلينا تقبل تعريفه المقدم من قِبل الموقر توماسيو في قاموسه الأثري للغة الايطالية |
| Benimle Hartum'a gelip ellerimden Sudan'ı kabul edecek misin? | Open Subtitles | هل لك أن تأتى معى الى الخرطوم و تقبل السودان من يدى ؟ |
| Siz bu teklifi kabul etmezseniz, kabul edecek birini bulmamız çok zor olmaz. | Open Subtitles | ، إذا لم تقبل هذا العرض . سنجد ببساطة شخصاً آخر يقبله |
| Babam bu adamın seni tekrar tutacağından bahsetti. Bunu kabul edecek misin? | Open Subtitles | لقد أخبرني أبي بأن ذلك الرجل يريد أن يستعين بك مرة أخرى ، هل ستوافق ؟ |
| Boston'daki yargıçla konuştum, şartlı tahliyeyi kabul edecek. | Open Subtitles | لقد تكلمت مع القاضي في بوسطن و سيوافق علي اطلاق السراح المشروط |
| Hatamı kabul edecek kadar cesurum, ve seni mahkemede gösterdiğimden dolayı üzgünüm. | Open Subtitles | أنا رجل كفاية لأعترف بخطئي، وأعتذر أني أشرت إليك في المحكمة |
| - Daha kabul etmedi ama, elbette edecek. - Neyi kabul edecek? | Open Subtitles | . هو لم يعترف حتى الأن لكنه سيعترف يعترف بماذا ؟ |
| Bunu kabul edecek mi sence? | Open Subtitles | أتعتقد بأنه سيقبلُ بذلك ؟ |
| Bunu kabul edecek bir kulüp sahibi var mıdır, bilmem. | Open Subtitles | لستُ أعرف أيّ مالك ملهى قد يوافق على ذلك. |
| - Ya seni olduğun gibi kabul edecek... | Open Subtitles | سيكون عليها إما أن تتقبلك على ما أنت عليه... |
| Ekselansları sizi burada kabul edecek. | Open Subtitles | سيستقبلك صاحب الغبطة هنا |
| Bir kez daha soruyorum Bay Sebso günahlarını itiraf edip İsa'yı kurtarıcın olarak kabul edecek misin? | Open Subtitles | سأسألك من جديد أيها العميل سيبسو هل ستعترف بخطاياك؟ وتقبل المسيح كمخلصك؟ |