| En son onlardan içtiğimde sanat tarihi dersimdeki bir kızla çıkmayı kabul etmiştim. | Open Subtitles | عندما تناولت واحداً من هذه في المرة الأخيرة وافقت على الخروج بصحبة فتاة |
| Şu ana kadar sadece Sydney'le konuşmayı kabul etmiştim. | Open Subtitles | لهذا الحدّ وافقت على أن أكون إستجوبت فقط بواسطة سدني. |
| Hayır, kesinlikle olmaz. Bu yolculuğu tek bir şartla kabul etmiştim. | Open Subtitles | لالا لقد وافقت على هذي الرحله وهناك شرط واحد |
| Seni öldü kabul etmiştim. | Open Subtitles | لقد ظننتُ أنه يجب أن تكون ميتًا. |
| Seni öldü kabul etmiştim. | Open Subtitles | لقد ظننتُ أنه يجب أن تكون ميتًا. |
| - Ne zaman bunu kabul etmiştim? | Open Subtitles | - متى بحق الجحيم وافقتُ على ذلك؟ |
| Hayır, bunlar bana denmeden kabul etmiştim. | Open Subtitles | -لا، وافقتُ قبل أن يأمروني بفعل ذلك |
| Rolü ismini söylemeyeceğim bir resepsiyonisti etkilemek için kabul etmiştim. | Open Subtitles | لقد وافقت على الدور لابهار موظفة الاستقبال التي لا تملك اسماً في الفيلم |
| Eğer tazminatımı almama yardım ederseniz, yüzde onunu size ödemeyi kabul etmiştim. | Open Subtitles | وافقت على دفع 10 % من تعويضي إذا ساعدتماني في الحصول عليه |
| Denemeni yazarken biraz yardım alabileceğini kabul etmiştim. | Open Subtitles | و انا وافقت على ان تدير الامور و تسهلها عليك و يمكنك الاستعانة ببعض المساعدة في مقالتك |
| kabul etmiştim ama çocuklarımı almam lazım. | Open Subtitles | أعرف انني وافقت على ذلك ولكن عليّ احضار أطفالي |
| O'na Biraz gergin olduğumu söylemiştim... ve birkaç gün onda kalmayı kabul etmiştim. | Open Subtitles | والجدير بالذكر أنني كنت عصبية المزاج حينها... وقبل أن أعي ذلك وافقت على دعوتها بقضاء عدة أيام معها |
| Boşanmayı bir ay önce kabul etmiştim. | Open Subtitles | لقد وافقت على الطلاق منذ شهر مضى |
| En sonunda kabul etmiştim. | Open Subtitles | وافقتُ أخيرًا. |