| Şimdi, o adamı kendin için yumrukladığını Kabullen, Q. | Open Subtitles | واجه ذلك الان كيو لقد لكمت ذلك الرجل من اجل نفسك |
| Kabullen. Değerli bir şeyi gördüğüm anda ayırt edebilecek bir zekam var. | Open Subtitles | واجه الأمر، لديّ الحنكة لتمييز الشيء القيّم عندما أراه |
| Olayı Kabullen artık. | Open Subtitles | تقبل الأمر كرجل ٍ بريطاني شفته العلويه متصلبه |
| Ben cana yakın biriyim sürtük! Bunu Kabullen artık. Ben her gün antreman yapıyorum. | Open Subtitles | ـ أنا محبوب ، أيها اللعين ، تقبل الأمر ـ أنا اتمرن كل يوم |
| Seni sevmiyorum. Şunu Kabullen artık ve herkesin hayatını perişan etmek yerine kendi hayatına devam et. | Open Subtitles | أنا لا أحبّكَ، لذا تقبّل الأمر وتابع حياتكَ بدلاً من جعل الجميع بائساً |
| Hayır, karakter olarak kim olduğunu Kabullen. | Open Subtitles | لا، إقبل ما أنت عليه كإنسان |
| İnkâr etmene gerek yok. Gerçeği Kabullen yeter. | Open Subtitles | لا تعيش في حالة إنكار، اقبل بالواقع فقط |
| Kabullen bunu. | Open Subtitles | واجهي الأمر، الوقت الذي نكون به أصدقاء فقط |
| Kabullen artık. Bu adamdan bize ekmek yok. | Open Subtitles | واجه الأمر ، هذا الرجل ليس الذي يصدر الأوامر |
| Kabullen; kadınlar vajinalarıyla düşünür. | Open Subtitles | واجه ذلك، النساء تفكر بالإضافة لوجود أعضائهن التناسلية |
| Bunu Kabullen, Columbo, işler biraz sıkıcılaşmaya başlamıştı. | Open Subtitles | واجه الأمر أيّها المُخبر، لقد كانت الأمور نوعاً ما عسيرة. |
| Kabullen dostum, bu biraz delice. | Open Subtitles | واجه الأمر يا رجل أنه نوعاً من الجنون |
| Bu olayların yaşanmış olduğu gerçeğini Kabullen. | Open Subtitles | تقبل واقع أن هذه الأشياء قد حدثت بالفعل |
| Charlie, ilişkimiz bitti. Kabullen ve yoluna devam et. | Open Subtitles | تشارلي، لقد انتهى، تقبل هذه الخطوة. |
| Sanırım bu mesele "Değiştiremeyeceğin Şeyleri Kabullen" başlığı altında geliyor. | Open Subtitles | أظن هذا يأتي تحت عنوان "تقبل الأمور التي لا يمكنكَ تغييرها" |
| Seni nasıl dövdüğümü iki milyon kişi izledi. - Kabullen artık. | Open Subtitles | -مليونا شخص رآني أشبعكَ ضرباً، تقبّل ذلك |
| Kabullen, affet, özgür bırak. | Open Subtitles | إقبل , سماح , حرر |
| - ...ve kaderini vakarla Kabullen. | Open Subtitles | و اقبل مصيرك بكرامه. |
| - Kabullen artık. Dibe vurduk. - Hmm. | Open Subtitles | واجهي ذلك , لقد ارتطمنا بالمستوى الأدنى - نعم - |
| - Kabullen, ben sakinim ama senle annem... - ...patlamaya hazırsınız. | Open Subtitles | فقط اعترفي انني هادئ وانتِ وامي سريعا الانفعال |
| Bitti mi? Bak.Bill benim kocam. Lütfen Kabullen artık.Şimdi gitmem gerek. | Open Subtitles | أنظر، ان بيل زوجي ارجو ان تتقبل هذا، و الأن علي الذهاب |
| Aman Tanrım. Sadece Kabullen. | Open Subtitles | تقبلــي الأمر و حسب ، ربــاه تقبلي الأمر و حسب |
| Ne olmak için dünyaya geldiğini Kabullen ya da nefret ettiğin hayata geri dön. | Open Subtitles | إقبلْ الشئ الذى ولدت من أجله أَو َعُودُ إلى الحياةِ التي تَكْرههاُ |
| Etrafa saçtığımız gülücüklerin hiçbir önemi yok bu durum gerçek, bu yüzden Kabullen. | Open Subtitles | بغض النظر عن عدد الإبتسامات التي نضعها على وجهنا لذا إعترف بذلك |
| Annemle kalacak, Kabullen bunu. | Open Subtitles | في الحقيقة ، أنه سيبقى مع أمي ، لذا تعامل مع ذلك |
| Bizimle kapana kısıldın Kim. Kabullen artık. | Open Subtitles | حسنا، انتِ عالقة معنا الان، كيم، لذا تعاملي مع الوضع |