| Belki de, insanlığın bildiği en önemli, psikolojik kadınsal öğe. | Open Subtitles | ولعلها أهم المكونات الأنثوية النفسية ... التي عرفتها البشرية ... |
| kadınsal gücümüzü ifade etmek için ezici ataerkil toplumla savaşmaktan hoşlanıyoruz. | Open Subtitles | مثل محاربة مجتمع ذكوري مستبد لفرض القوة الأنثوية |
| Marnie, Fran'i dışarı attı kadınsal nedenler yüzünden onunla ilgilenebilir misin? | Open Subtitles | مارني طردت فران من المنزل لأسباب أنثوية هل بإمكانكم الإعتناء به؟ |
| Bu yüzden kadınsal özelliklerinde artış meydana geldi. | Open Subtitles | و لهذا لديكِ صفات أنثوية ممتازة |
| Şeytan köpek önce kadınsal taraflarından başladı. | Open Subtitles | الكلب الشيطاني هاجم جزءها الأنثوي أولاً. |
| Anneni hastaneye götüreceğim. kadınsal şikayetleri var. | Open Subtitles | سوف اخذ والدتك الى الستشفى انها تعانى من مشاكل نسائية |
| Kadın bakış açısını yakalama şekli. Öylesine kadınsal. | Open Subtitles | الطريق جذب الانتباه النسائية وجهة نظرها النسائية |
| Karımın iş yerinde karşılaşmıştık. Sen bir takım kadınsal işhtiyaçlarını hallediyordun hani? | Open Subtitles | التقينا في صالون زوجتي أجل, كنت تقضين متطلباتك الأنثوية |
| Senin kadınsal mevzularını tartışmak istemiyorum... sanırım senin bana ders vermen için şu an gerçekten iyi bir zaman. | Open Subtitles | لا أريد نقاش أمورك الأنثوية حسناً, أعتقد أن الآن وقتٌ جيد لتوعظني |
| kadınsal uzuvlar hakkında birşeyler duymak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أرغب بسماع شيء يتعلق بالأعضاء الأنثوية |
| Kadınların yaptıkları sanat asla kadınsal zevki ele almaz... | Open Subtitles | رسم النساء لا يعرض المتعة الأنثوية أبداً |
| Suçluluk duygusuna ya da kadınsal düşünceye boyun eğmeyiz biz. | Open Subtitles | نحن لا ننشغل بالإحساس بالذنب و المشاعر الأنثوية |
| kadınsal bir enerji. | Open Subtitles | -مذيعومسئولإعدادأخبار لديه طاقة أنثوية كبيرة. |
| Leela paniklediği zaman, belki de kadınsal mazeretler yüzünden benim pratik zekam günü kurtardı. | Open Subtitles | لذا حينما فزعت القبطانة (ليلا), وربما تشتت بواسطة مشاكل أنثوية تفكيري السريع سمح لي بفعل ما استطيع لإنقاذ اليوم |
| kadınsal ihtiyaçları olan. | Open Subtitles | وبحاجات أنثوية |
| Bence kadınsal tarafı öne çıkmış ve geçici duygularla hareket ediyor. | Open Subtitles | أعتقد أن ما تفعله هو دَلاَل جانبها الأنثوي الذي يعلن عن وجود جانب درامي مؤقت |
| kadınsal yanımıda dışarı çıkarttı. Söyle bakalım. Durumlar nasıl tam buranda! | Open Subtitles | تمكّنت من الوصول إلى الجانب الأنثوي داخلي لذا أخبرني ما حال الأمور هنا؟ |
| kadınsal zayıflığı günah keçisi yapmak için kolaylaştırıyor. | Open Subtitles | والتي مع ضعفها الأنثوي ستكون كبش فداء جيد |
| kadınsal bir sorunum olduğunu söyle. Karnımın kasıldığını. | Open Subtitles | أخبرهم أنّي كانت أعاني من مشاكل نسائية. |
| Bir şeyi yok. kadınsal şeyler işte. Lanet olsun! | Open Subtitles | إنها بخير، مسألة نسائية |
| Bedeni kadınsal sorunlarla çevrelenmiş durumda. | Open Subtitles | جسده يصاب بمشاكل نسائية |
| "Hayvanımın ölümü, dini tatil kadınsal sorunlar." Geçen hafta. | Open Subtitles | عطله مفضله موت حيوان اليف المشاكل النسائية الأسبوع الماضي |
| Sonra seni arar. Şu an kadınsal sorunlarıyla uğraşıyor. | Open Subtitles | ستعاود الاتصال بكِ إنه تهتم بأحد الأمور النسائية |