| Kahve, seni ilişkiye mecbur bırakmayan bir tür içecektir. Randevu değil, kafeinli bir içecek içme buluşmasıdır. | Open Subtitles | إنه خيار خارج عن العلاقات، هذا ليس موعداً، إنه شراب به كافيين فحسب | 
| Ben uzun bardakta, kremalı, yarım kafeinli alayım. | Open Subtitles | سأحظى بقهوة بالحليب، نصف كافيين جرعة مدبّلة. | 
| "kafeinli meyve sularından" sonra en kötü fikir olarak görüyor. | Open Subtitles | تقول انه اسوء فكرة منذ اختراع علب العصير مع الكافيين | 
| Orası bir fincan çok sıcak süt ve bir tutam kafeinli kahveyi gizlice alabileceğim bir yerdi. | TED | كانت مكانا أستطيع أن أتلذذ فيه بكوب قهوة، والتي كانت حقيقة حليبا ساخنا مع قليل من الكافيين. | 
| Bu yarım kafeinli, duble, fındık ezmeli şişmanlatmayan, köpüksüz, ekstra sıcak-sütlü(latte), doğru mu? | Open Subtitles | هذة نصف قهوة دوبل بالبندق منزوعة الدسم بدون رغوة مخفوقة, حسنا؟ | 
| kafeinli içeceğine bahse girerim, bunu da aynı adam yaptı. | Open Subtitles | أراهن بكأس "كاف باو" أن هذه من نفس المُصنع. | 
| Bunu söylemekten nefret ediyorum ama şirketin sahibi olsan da bütün bu şekerli şeyler ve kafeinli enerji içecekleri seni mahvediyor. | Open Subtitles | أسف لذلك أنك صاحب الشركة و كل شئ ؛ لكن كل هذا السكر و الكافين فى مشروبات الطاقة | 
| Uzun, koyu, and kafeinli... | Open Subtitles | كبيرة وداكنة وممتلئة بالكافيين | 
| Ben de kafeinli, tatlı ve yağlı şeyler getirmiştim. | Open Subtitles | لقد اشتريت جميع عينات الفطور الأساسية كافيين, سكر, شرائح الخنزير | 
| Ben uzun bardakta, kremalı, yarım kafeinli alayım. | Open Subtitles | سأحظى بقهوة بالحليب، نصف كافيين جرعة مدبّلة. | 
| Buraya gelip işe koyulmadan önce... 11 saat boyunca kafeinli içecekler tüketip boş boş takıldınız mı... yoksa doğruca buraya mı geldiniz? | Open Subtitles | هل احتسيت مشروبات بها كافيين لمده 1100 ساعه قبل ان تأتى بطريقه منظمه إلى الموقع الحالى أم مشيتِ إلى هنا | 
| Küçük, büyük, hafif, koyu kafeinli, kafeinsiz az yağlı, yağsız ve bunun gibi. | Open Subtitles | حجم صغير أم كبير, قهوة أم ثقيلة... مع كافيين او بدون كافيين... قليلالدسماو كثيرالدسم... | 
| Yarı kafeinli, yarı kafeinsiz, kaymağı alınmış ve New York Times. | Open Subtitles | نصف كافيين و نصف من غير كافيين و لبن خالي الدسم و صحيفة "نيويورك تايمز" | 
| Yarı kafeinli sevebileceğini tahmin etmezdim. | Open Subtitles | لم أكن لأترجاك لتناول قهوة بنصف كافيين | 
| Pekâlâ, biraz bol kafeinli kola ders çalışırken uyanık kalasın diye. | Open Subtitles | حسناً, بعض الكولا ذات الكافيين المحسّن, لتساعد على إبقائكِ مستيقظة بينما تدرسين. | 
| kafeinli su içmenin nedeni ne ? | Open Subtitles | إذا ما هى أهمية المشروبات الكافيين و الماء؟ ؟ | 
| Saat 10:00'dan sonra kafeinli kolalar. | Open Subtitles | المشروبات الغازية التي تحتوي على الكافيين بعد الساعة 10: | 
| Yine de gelecekte bedava, egzotik, kafeinli içecekler bekliyorum. | Open Subtitles | ما زلت آمل في الحصول على المشروبات المجانية الغريبة التي تحتوي على الكافيين .في المستقبل المنظور | 
| Hayır günün ortasında kafeinli içecek içemezsin, Jane. | Open Subtitles | لا لا يمكنك الحصول على المشروبات التي تحتوي على الكافيين | 
| Duble Macchiato, küçük bardak, az kafeinli. | Open Subtitles | ماكياتو مزدوج قليلة الدسم مع رغوة قليلة | 
| İki sorumuz var. kafeinli içeceğim nerede? | Open Subtitles | لدي سؤالان لأجلك أين الـ "كاف باو"؟ | 
| Tarçınlı. kafeinli. | Open Subtitles | بنكهةالقرفةمع الكافين. | 
| - Tüm ihtiyacım siyah ve kafeinli olması. | Open Subtitles | سادة بالكافيين هو كُل ما أريد جيد | 
| kafeinli içecek evrenimde yine her şey yolunda! | Open Subtitles | أذا عاد كل شيء في عالم "الكاف باو" الخاص بي بخير مرة آخرى |