| Hee. Ta yukarılarda. Ama deliliği daha fazla kaldıramadı. | Open Subtitles | نعم، لقد كان بمرتبة عالية جدا ولكنه لم يتمكن من ان يتحمل هذا الجنون اكثر |
| - Her şeyi denedik ama kalbi bu kadar kanamayı kaldıramadı. | Open Subtitles | لقد قمنا بعمل الإجراءات الاستثنائية ، ولكن قلبه لم يتحمل |
| Ayrıca o ailesindendi. Fikrini bile kaldıramadı. | Open Subtitles | كما أنها من العائلة لا يمكن أن يتحمل الفكرة |
| Sonra eşsizliğime ulaşmam gerektiğini söyledim ama bunu kaldıramadı. | Open Subtitles | ثم اخبرته اني احتاج للتواصل مع ذاتي لكنه لم يستطع التعامل مع هذا |
| Zihni bunu kaldıramadı. İkiye bölündü. | Open Subtitles | عقله لم يستطع تحمل ذلك وانهار الأثنان |
| Ağırlığı kaldıramadı. | Open Subtitles | لم يستطع رفع الوزن. |
| Brian bunu kaldıramadı. | Open Subtitles | براين لم يتحمل الامر اخضعناه للعلاج النفسي |
| Bak, çok fazla eksersiz yaptı ve vücudu bunu kaldıramadı. | Open Subtitles | لقد كانت مرهقة بشدة وجسدها لم يتحمل ذلك . |
| Yani yükü kaldıramadı ve bu yüzden sana yüklendi. | Open Subtitles | هو لم يكن يتحمل الثقل فوضعه كله عليكِ |
| Allah'tan bazılarımız kaldıramadı. | Open Subtitles | وللأسف لم يتحمل بعضنا ذلك |
| Evliliğimiz bunu kaldıramadı. | Open Subtitles | زواجنا لم يتحمل أمراً كهذا |
| Kalbi bu ağırlığı kaldıramadı. | Open Subtitles | لم يتحمل قلبه |
| Her zaman ona destek çıkmayı teklif ederdik ama o bunu kaldıramadı. | Open Subtitles | لقد عرضنا التغطية عليه دوماً، ولكن لم يستطع التعامل مع ذلك. |
| O sürekli ağladı. Bu yükü kaldıramadı. | Open Subtitles | و أخذ يصرخ أنه لم يستطع التعامل معها |
| Karısının ölümünü kaldıramadı. | Open Subtitles | لم يستطع تحمل وفاتها. |
| Bunu kaldıramadı. | Open Subtitles | . لم يستطع تحمل هذا |
| Ağırlığı kaldıramadı. | Open Subtitles | لم يستطع رفع الوزن. |