| Her gün hukuk fakültesindeki akşam dersleri bittiğinde Kalküta sokaklarında otobüsten inermiş. | TED | وفي كلّ يوم، تغادر الحافلة مساءً بعد دروس القانون خاصتها في شوارع كالكوتا. |
| Muhtemelen aktarma için Bombay'dan Kalküta'ya zamanında gidemeyecek. | Open Subtitles | لن يمكنه فى الغالب أن يخرج من بومباى إلى كالكوتا فى الوقت المناسب لرحلته |
| Kalküta'ya yolculuğumuz için ihtiyaç duyacağımız şeylerin listesi | Open Subtitles | ها هى قائمة العتاد الذى سنحتاجه فى رحلتنا إلى كالكوتا |
| Yolcu uçağı tarifeli Kalküta - Paris seferini yapmaktaydı. | Open Subtitles | وكانت الطائرة فى رحلتها المعتادة من كالكاتا الى باريس |
| Öğlen Kalküta'dan Hong Kong'a ayın 25'inde varmak üzere vapur kalkıyor. | Open Subtitles | هناك سفينة بخارية تغادر كالكوتا فى الظهيرة فى الخامس و العشرين إلى هونج كونج |
| Karaçi, Kalküta, Madras, Bangalor. Her yerde. | Open Subtitles | كراتشي و كالكوتا و مانداراس و بانجالور الجميع |
| Yarın her yaştan beş bin Müslüman öğrenci burada Kalküta'da barış için yürüyüş yapacak. | Open Subtitles | غدا 5000 طالب مسلم من كل الأعمار سيسيرون الى هنا في كالكوتا من أجل السلام |
| Etkileyici Patty. 20li yaşlarımın ilk kısımlarını Kalküta'da egzotik seks şovları yaparak geçirdim. | Open Subtitles | قضيت بداية عقدي الثالث أؤدي استعراضات رقص في كالكوتا |
| Kalküta'dan onca yolu yazar olmak için geldim. | Open Subtitles | لقد اتيت كل هذه المسافة من كالكوتا فقط لأصبح كاتبه |
| Beğenmediysen Kalküta'ya geri dön. | Open Subtitles | إذا كنت لا ترغب في ذلك، والعودة إلى كالكوتا. |
| En son böyle otantik bir yeri 1854'de Kalküta'da görmüştüm. | Open Subtitles | لم أرىّ مكان بهذه القذارة منذ أن كنا في كالكوتا في عام 1954. |
| Aynı şeyi Kalküta'da yapamadın ama. | Open Subtitles | لم يكن عملك جيداً فى كالكوتا, وفقاً لك |
| Kalküta'da durum iç savaş gibi. | Open Subtitles | في كالكوتا يبدو كأنها حرب أهلية |
| Kendimi Kalküta sokaklarındaki bir turist gibi hissediyorum. | Open Subtitles | اشعر اننى سائح فى مدينة كالكوتا |
| Kalküta Merkez Kütüphanesi'nde iki ay. | Open Subtitles | شهرين في مكتبة محافظة كالكوتا .. |
| Kalküta'ya gitmek istiyorum dedi tamam dedim, her şeyi bırakıp onunla geldim. | Open Subtitles | "قال "أنا أريد الذهاب إلى "كالكوتا ...قلت حسناً,تركت كل شيء وجئت معه |
| Ama şu var ki, siz Bombay'dan Kalküta'ya bilet sattınız. Bu sahtekarlıktır! | Open Subtitles | الحقيقة أنك إبتعت تذاكر من بومباى إلى كالكوتا ! |
| Kalküta, Hindistan. Uçak oradan geliyormuş, öyle diyorlar. | Open Subtitles | كالكاتا, الهند, من حيث قدمت الطائرة |
| Başhekim Callendar'a söylemeyin ama geçen yıl rapor alıp Kalküta'ya gittim. | Open Subtitles | يجب أن لا تخبر الرائد كالندر العام الماضي أخذت إجازة مرضية وذهبت إلى كلكتّا |
| Sana yakutlar ve Kalküta'da Ganj nehrine bakan bir villa satın almalı. | Open Subtitles | عليه أن يشتري لكي الجواهر و قصر في كلكتا على نهر الجانج |
| Aslında orası Kalküta'da bir dükkandı, ama orası kitapları sevdiğimiz yerdi. | TED | وذلك في الواقع متجر في كالكتا ولكنه مكان فيه احببنا كتبنا |