| Bu gece, bir kamyon dolusu içki ve bir avuç dolusu parası olan bir içki kaçakçısısın. | Open Subtitles | الليلة، أنت مهرب مسكرات و معك حمولة شاحنة من الخمور و يد مليئة بالدولارات |
| - Her kamyon dolusu balığın bağırsaklarını çıkarmamız bizi 31 sent daha ev biletlerimize yaklaştırıyor. | Open Subtitles | كل حمولة شاحنة من الاسماك تقربنا بمقدار 31 سنت من تذاكر العودة |
| Bu muhteşem bebeklerden dışarıda bir kamyon dolusu olduğunu bilmek hoşunuza gidecektir. | Open Subtitles | إذاً، ستسرون بمعرفة أن لدي شاحنة مليئة بهذه الدمى الجميلة في الخارج |
| Ve para, bir kamyon dolusu paraya ihtiyacın olacak. | Open Subtitles | ثم ، المال أنت بحاجة لحمولة شاحنة منه |
| Kütüphaneden, kamyon dolusu kitap getirirdim. | Open Subtitles | كنت أخرجها من المكتبة و أضعها على عربة صغيرة |
| Çünkü burada bahsettiğimiz şey. Bir kamyon dolusu düşman askeri. | Open Subtitles | 'هذا ما أتكلم عنه أنها شاحنة كاملة من جنود العدو |
| 240tek is 00:10:19,487 -- 00:10:21,271 Ve bu çerden çöpten şeyleri yapmam için, kamyon dolusu para verip duruyorlar. | Open Subtitles | الواحد مع الاخر ويستمرون بإعطائي هذه الشاحنة المليئة بالمال لكي اقوم بهذا الهراء |
| Çoğu zaman, postahane bir kamyon dolusu postayı Saginaw, Michigan'daki İkinci Bölgesel Tasnif Tesisine gönderir. | Open Subtitles | في عيد الأم مكتب البريد يرسل شاحنة محملة بالبريد الى الفرع في القسم الثاني من أجل المساعدة في ميشيغان |
| Bu adamlarda bir kamyon dolusu sarin gazı varsa tüm eyaleti yok edebilirler. | Open Subtitles | إذا كان بحوذة هؤلاء الرجال شحنة شاحنة من الغاز فبإمكانهم إهلاك الولاية بالكامل |
| Bir kamyon dolusu çimen getiren o adamı da bilmiyorum sanma. | Open Subtitles | دعونا لا ننسى الرجل الذي ألقى حمولة شاحنة على أبله وماذا عنه؟ |
| Eve kamyon dolusu lüks ganimetle geliyorsun ama bir kutu gevrek yürütmeye üşeniyor musun? | Open Subtitles | انت احضرت حمولة شاحنة من الاشياء الثمينة لكنك لا تقدر ان تزعج نفسك بإحضار علبة من الحبوب ؟ |
| Onu bir silah satıcısından bir kamyon dolusu silah alırken gördüm. | Open Subtitles | رأيته يشتري حمولة شاحنة من الأسلحة من تاجر سلاح. |
| Yüzme buluşmasında bir kamyon dolusu içeceği kim berbat etti? | Open Subtitles | مَنْ الذي تَخلّصَ من حمولة شاحنة من "الفيزيز" المخفوق في مكان السباحةِ؟ |
| Bir kamyon dolusu lazım. | Open Subtitles | أنتِ بحاجة إليَ حمولة شاحنة كبيرة. |
| Bir kamyon dolusu silah taşıyoruz ve peynir taşıma parası mı veriyorlar? -Peynir değil mi? | Open Subtitles | نقود شاحنة مليئة بالأسلحة ويدفعون لنا على أنها جبنة ؟ |
| Emaneti almadan bir kamyon dolusu beyazla kamyona bineceğimi mi düşündün? Biliyor musun? | Open Subtitles | اتعتقد اني لن أحصل عليه في شاحنة مليئة بالمتخلفين بدون حرارة التعبئة أتعرف ماذا؟ |
| Burayı kapatırsan ben kamyon dolusu çimentoyu ne yapacağım? | Open Subtitles | وكانت لديه شاحنة مليئة بالاسمنت الرطب. ما الذي يُفترض أن أقوم به عندما تجف شحنة الإسمنت؟ |
| Ve para, bir kamyon dolusu paraya ihtiyacın olacak. | Open Subtitles | ثم ، المال أنت بحاجة لحمولة شاحنة منه |
| Kütüphaneden, kamyon dolusu kitap getirirdim. | Open Subtitles | كنت أخرجها من المكتبة و أضعها على عربة صغيرة |
| kamyon dolusu kanıt var elimizde, tamam mı? | Open Subtitles | حصلنا على شاحنة كاملة من الأدلة , حسنا؟ |
| kamyon dolusu. | Open Subtitles | شاحنة كاملة. |
| Bir kamyon dolusu kot limandan çıktı. | Open Subtitles | يبدو ان تلك الشاحنة المليئة بالسراويل نقلت من الميناء |
| İki hafta sonra, ev sahibim bir kamyon dolusu İsveç mobilyası sahibi İsveçli bir çifte evimin anahtarlarını verecek, ve ben evden çıkacağımı söyledim. | Open Subtitles | سيسلّم المؤجر بعد أسبوعين من الآن لزوجين سويديين، مع شاحنة محملة بالأثاث السويديّ |