| Karşı koltukta birisinin burnu kanamış olmalı. | Open Subtitles | يبدو أن أنف شخص ما قد نزف على الكرسي المقابل. |
| Bayan Adams, burnunuz daha önce hiç böyle kanamış mıydı? | Open Subtitles | سيد آدمز، هل سبق لأنفك أن نزف تلقائياً من قبل ؟ |
| Burnu çok kanamış ama septumdaki hasara bakarak sebebi uzun süreli kokain ya da metamfetamin kullanımı diyebilirim. | Open Subtitles | لقد نزف بشدة من أنفه لكن مع الضرر الحاصل للحاجز الأنفي تخميني انه بسبب الادمان الطويل للكوكايين او الميثامفيتامين |
| Öyle bir kusmuş ki gözleri kanamış ve midesi gerçekten çözünmüş. | Open Subtitles | لقد تقيأ بشدة لدرجة أن عينيه نزفت دمًا وتهتّكت معدته بالكامل |
| Zavallı kadın epey kanamış. | Open Subtitles | المرأة المسكينة نزفت حتى الموت |
| Yaran kanamış yine. | Open Subtitles | لقد نزف الدم من الضمادة مجددًا. |
| Temiz bir kesik. Temiz kanamış. | Open Subtitles | حسناً، إنه جرح نظيف، نزف نظيف |
| Torbanın içine kanamış. | Open Subtitles | لقد نزف في المغلف |
| İnsanoğlu gibi kanamış. | Open Subtitles | حسنا لقد نزف كالرجل |
| - İçeri doğru kanamış. | Open Subtitles | وسبب نزف داخلي |
| Onun kıçı da çok kanamış olmalı. | Open Subtitles | لابد ان فتحة شرجه نزفت كثيرا. |
| Kıçın kanamış ve sen ağlamıştın. | Open Subtitles | لقد نزفت وبكيت |