| Bir yıl önce, işten geldim ve kanepemde bir adam oturuyordu. | Open Subtitles | قبل عام من الأن عدتُ للمنزل لأجد رجل يجلس على أريكتي |
| Gençlerle poker, kanepemde yemek, mutfakta su. | Open Subtitles | تلعب البوكر مع الشباب , الغذاء على أريكتي ويوجد مياة في مطبخي |
| Bileziğini kanepemde buldum. Geri isteyeceğini düşündüm. | Open Subtitles | سوارك وجدته على أريكتي وأعتقدت أنك تريدين عودته |
| Hayır, kanepemde ters salto yapmaya çalıştım, ve yapamadım. | Open Subtitles | كلا، حاولت عكس ساقيّ على الأريكة ولكن لم أستطع. |
| kanepemde çok eğleneceğim, yalnız olarak. | Open Subtitles | انا سوف استمتع كثيرا على كنبتي وحيده |
| O mavi kıçınla kanepemde oturmak gibi. | Open Subtitles | احْبُّ الجُلُوس على أريكتِي بمؤخرتك الزرقاء الكبيرةِ. |
| Kiranı ödeyemediğin zaman benim kanepemde yatabileceğini söylemiştim. | Open Subtitles | عندمـا فقدت مؤجرك ، قلت لك بأنك يمكن أن تبقى على أريكتي |
| Benim kanepemde benim votkamı içerken bu soruyu sen mi sormalısın? | Open Subtitles | ألا يفترض أن أقول أنا ذلك بم أنكِ تجلسين على أريكتي تشربين من زجاجتي؟ |
| Evimde şarabımla, kanepemde bir kitap okumak vardı şimdi. | Open Subtitles | سأفعل أيّ شيء لأتواجد بمنزلي جالساً على أريكتي أشرب كأس نبيذ وأقرأ كتاباً مفيداً |
| - Silahımı otel odamda unutmuşum. Hayır, onları kanepemde saklayarak ne yaptığını sanıyorsun? | Open Subtitles | لا ، ماذا تفعل بتخزين الاسلحة في أريكتي ؟ |
| Evet, yani hepimiz akşamlarımızı kanepemde şarap yudumlayarak geçirmiyoruz. | Open Subtitles | صحيح، ليس بوسع كلانا الجلوس هنا وإحتساء النبيذ على أريكتي |
| Eğer kanepemde sarhoş bir homo isteseydim, üniversitedeki erkek arkadaşımla evlenirdim. | Open Subtitles | لو أردت مشردا مخمورا على أريكتي لتزوجت صديقي من الكلية |
| 22 yaşında seksi bir hatunla gönül eğlendirirken bir yandan da kanepemde karınla beraber oluyorsun. | Open Subtitles | العبث مع فتاة مثيرة عمرها22 عاما ومع زوجتك على أريكتي |
| Çalışmayan bir araba ve benim kanepemde yatıyorsun! | Open Subtitles | ما لديكَ إلّا سيّارة لا تعمل، وتعيش على أريكتي. |
| Burada kıçı benim kanepemde olmaya alışmış ama artık görüşmediğimiz | Open Subtitles | سمعت أن لديك أبله عجوز والذي تناسب عظام مؤخرته الحفرة على أريكتي |
| Ben de kanepemde tek başıma çok vakit geçiriyorum. | Open Subtitles | كنت اقضي الكثير من الوقت على أريكتي لوحدي ايضاً |
| Benim oturma odamda, kanepemde bir grup insanı seks yaparken gördüğümde ne kadar şaşırdığımı bir tahmin et. | Open Subtitles | تخيل دهشتي حين رأيت أناس يمارسون الجنس في غرفة معيشتي و على أريكتي |
| Aman Tanrım, kanepemde tırnaklarını kesmesine ne demeli? | Open Subtitles | رباه , وماذا عن تقليمه أظافره علي أريكتي ؟ |
| Ama ofisteki kanepemde uyuduğumdan bazı eşyalarımı getirmiştim. | Open Subtitles | لكنني أنام على الأريكة لذا أحضرت بعض الأشياء للأسفل |
| Geceyi benim kanepemde geçirip geçiremeyeceğini ve. ve sabah çilingiri arayıp aramayacağını sordu. | Open Subtitles | طلبت مني إذا كان من الممكن أن تنام على الأريكة إلى الصباح وتطلب صانع المفاتيح |
| kanepemde bir köpek oturuyor! | Open Subtitles | هناك a كلب الذي يَجْلسُ على أريكتِي. |
| kanepemde leke var. | Open Subtitles | بُقعة على اريكتى |