| Gece ay ışığında sarhoş Kapo ile karşılaşan zavallıya yazık olur. | Open Subtitles | ووَيْل لمن لاقى في الليل ال" كابو " وهو مخمور. |
| Sabah, gündüz ekibi geldiğinde hemen Direnişin liderlerinden biri olan Kapo Kaminski'ye koşup olanları anlattım. | Open Subtitles | وبالصباح وبقدوم كتيبة النهار اتجهت الى كابو كامينسكي أحد قادة المقاومة في كتيبة الموت |
| En yukarda, Kapo'lar, hemen-hemen herzaman adi suçlular. | Open Subtitles | وسيد السادة هو ال" كابو "، وهو دائمًا من الخارجين على القانون أو يكاد. |
| Kapo sadece o günün kurbanlarının çetelesini tuttu. | Open Subtitles | وال" كابو " ليس يبقى له إلّا إحصاء مَن هلكوا بالنهار. |
| Kapo'nun gelen erzakları istiflediği kendine ait odası vardı orada akşamları genç gözdelerini kabul ediyordu. | Open Subtitles | ولل" كابو " غرفة على حدة، يكدّس فيها الزاد فإذا هبط الليل تلقّى فيها ما يشتهي من الصبيان. |
| Bir yerlerde aramızdan, biri şanslı Kapo olarak yaşıyormu, ya da yeniden görev alan subaylar. | Open Subtitles | فلَتَجِدَنّ فينا من هو ذو حظ عظيم من ال" كابو " ومن كان ذا زعامة ورئاسة ولَتَجِدَنّ من أهل الفتنة من لا تعرف له اسمًا. |
| Ben de Kapo'ları yani, Kapo Schloime ile Kapo Wacek'i getirdim. | Open Subtitles | ناديتهم كابو شلويمي و كابو واشيك |
| Ve piskopos için de bir Kapo yollayın bana. | Open Subtitles | وارسل لي كابو لكاهننا "الكابو سجين يكلف بالإشراف على بقية المساجين" |
| Kapo'nun parasının 3000 dolarını koyarım ki kız senden hoşlanıyordu. | Open Subtitles | أراهن بـ 3 آلاف دولار الخاصة بـ(كابو) على أنّها استلطفتك |
| Şu Kapo kılıklı götler ekstra tayın alıyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء الـ " كابو " يحصلون على مؤن إضافيّة |
| "Ben sorumlu değilim," dedi Kapo. | Open Subtitles | قال ال" كابو ": " لا لوم عليَّ. " |
| Aniden bana "Git Kapo'ları getir," dedi. | Open Subtitles | وفجأة قال لي ناد مسؤولين السجن "كابو" |
| Kapo rolünü size vermesini önereceğim! O da ona oy vermişti. | Open Subtitles | و أنا سارشحك لدور كابو |
| Pekala. Bu gece o gece, Kapo. | Open Subtitles | حسناً، الليلة هي الللية الموعودة، (كابو) |
| Kapo, senin konuşma yapma korkun için elimde bir şey var. | Open Subtitles | (كابو) لدي شيء من أجل رهابكَ الخاص بإلقاء الخطب أمام العامة ، إتفقنا ؟ |
| Biliyorsun, Kapo'da çok iyi olur. | Open Subtitles | أتعلم، (كابو) على إستعداد لفعل ذلك ، أيضاً |
| Eğer Kapo kontratı kabul ederse avansımı bugün bozdurmam çok çaresiz görünür mü? | Open Subtitles | إذا ماوافق (كابو) على الإتفاقية ، أتعتقد بأني سأبدوا كاليائس، إذا ماقمتُ بصرف حصتي من المقدم ، اليوم ؟ |
| - Buna gerçekten minnettarım. - Kapo, haydi. Burası Croatian. | Open Subtitles | . شكراً ، أقدر لك ذلك - كابو) بربّك ، إنها قوانين النادي) - |
| Tam zamanında. Kapo bize hemen 1500 dolar verir. | Open Subtitles | توقيت جيّد سيعطينا (كابو) الـ 1500، سهل |
| - Kapo, işte konuşmak istediğim adam. | Open Subtitles | مرحباً (كابو)، بالضبط الرجّل الذي أردت التحدث بشأنه... |