| Benimle yer yüzünü altüst etmekten kaçmanızı mı simgeliyor? Bana karşı açık olun. | Open Subtitles | رمزاً لعدمِ رغبتكَ في موافقتي في الأخلاقيّاتِ الأرضيّةٍ ربّما؟ كن صريحاً معي |
| Benimle iş yapmak istiyorsan bana karşı açık olmalısın. | Open Subtitles | إذا أردت أن تقوم بالأعمال معي فيجب أن تكون صريحاً معي |
| Seni oğlum yerine koyduğuma göre sana karşı açık sözlü olayım. | Open Subtitles | سأكون صريحاً معك بما أنَّك بمثابة ابنٍ لي |
| Pekâlâ çocuklar, size karşı açık olacağım. Öyle yapmadı aslında. Şöyle yaptı. | Open Subtitles | حسنأً يا أولاد سأكون صريح معكم ذلك ليس ما فعلته ، هذا ما فعلته |
| Ama bunu yapınca, dünyamızı yeni tehditlere karşı açık hale getirdim. | Open Subtitles | لكن في غِمار ذلك، فتحتُ على عالمنا تهديدات مُستجدَّة، |
| Tabii hoşlandığı birine karşı açık sözlü davrandıysa o zaman iş değişir. | Open Subtitles | إلاّ إذا كان صريحًا مع شخص يهتم به |
| Eğer birine karşı açık olmazsanız, bu mutlaka sorun yaratır. | Open Subtitles | -مرحباً، حبيبي -مرحباً إن لم تكن صريحاً مع أحد فستواجه المشاكل لاحقاً |
| Bak, sana karşı açık konuşacağım, Walker. | Open Subtitles | أسمعي , سوف أكون صريحاً معكِ , يامراقبة |
| Doktor, sana karşı açık sözlü olabilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكن أن أكون صريحاً معكِ دكتورة ؟ |
| Ta en başında sana karşı açık olabilseydim gözlerine bakıp gerçeği söyleyebilseydim belki de böyle karşına dikilip başarısız olmuş birisi olarak sana bunları anlatmak zorunda kalmayacaktım. | Open Subtitles | ... إذا كنت صريحاً معك من البداية ونظرت في عينيك مباشرةً وأخبرتك الحقيقة لما كان علي أن أقف أمامك الآن |
| Şize karşı açık sözlü olamam gerekecek. | Open Subtitles | سأكون صريحاً معك |
| Beyler, size karşı açık olacağım. | Open Subtitles | أيها السادة، سأكون صريحاً |
| Ama bana karşı açık olman gerek. | Open Subtitles | لكن يجب أن تكون صريحاً معي. |
| Bana karşı açık olmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تكون صريحاً معي |
| Bilesin diye söylüyorum, suratına karşı açık açık her şeyi söyleyebileceğin türden bir kadınım ben. | Open Subtitles | فقط لتعلم انني من نوع النساء التي يمكنك ان تكون صريح معها |
| Bak, sana karşı açık olacağım çünkü şey... neden olmasın? | Open Subtitles | اسمعِ، أنا فقط أريد أن أكون صريح معكِ لأن , ... ، حَسناً، ... |
| Bak dostum, sana karşı açık olacağım. | Open Subtitles | انظر، رفيق، سوف اكون صريح معك |
| Ama bunu yapınca, dünyamızı yeni tehditlere karşı açık hale getirdim. | Open Subtitles | لكن في غِمار ذلك فتحتُ على عالمنا تهديدات مُستجدَّة |
| Bu yüzden sana karşı açık sözlü olacağım, tamam mı? | Open Subtitles | لذا سأكون صريحًا معك أنت، لا بأس بذلك؟ |
| Benim tanrıya inancım der ki: tüm gerçeklere karşı açık fikirli olmalısın. | Open Subtitles | إيماني في الله يجعلني أَبْقى منفتحاً على كُلّ الحقائق |
| Bir çalışana karşı açık bir cinsel saldırı davası varsa o kişilerin bölümler arası ilişki kurmaları yasaklanır. | Open Subtitles | ما دام هناك شكوى تحرش مفتوحة ضد موظف فأنهم ممنوعون من الدخول في علاقات داخل الشركة |
| Bu herkesin birbirine karşı açık olması için iyi bir fırsat. | Open Subtitles | هذه فرصة جيدة لنكون صرحاء مع بعضنا البعض |