| İkinizin yakın olduğunu biliyorum fakat bu duygusal bir karar değil. | Open Subtitles | انظر، أدرك أنكما مقربان من بعضكما لكن هذا ليس قراراً عاطفياً |
| Verilmesi gereken zor bir karar değil, birisini gerçekten önemsiyorsan. | Open Subtitles | ليس قراراً صعباً لإتخاذه عندما تهتمين فعلاً بشخص ما |
| Bu mantıklı bir karar değil. | Open Subtitles | وجميع من بداخلها مقابل شخص واحد هذا ليس قرار منطقي |
| Bu benim verebileceğim bir karar değil, ama burada olanları diğerlerine anlatacağım. | Open Subtitles | أنه ليس قراري , ولكنني سأخبر الآخرين ما حصل هنا |
| Bu hiç birimizin vereceği bir karar değil. Özellikle de senin. | Open Subtitles | هذا القرار ليس من حق أي منّا، خاصة أنت. |
| Bende ameliyatı seçerdim, ama bu bizim verceğimiz karar değil. | Open Subtitles | سوف اختار الجراحه ايضاً, ولكن هذا ليس قرارنا. |
| Vermesi kolay bir karar değil. | Open Subtitles | مثل هذا القرار لا يمكن أن يكون يسيراً لتتخذه |
| Kolay bir karar değil iki mükemmel erkeğin arasında seçim yapmak. | Open Subtitles | هذا ليس قرارًا سهلًا أن أختار بين شابين رائعين. |
| Bu öylesine verilecek bir karar değil, düşünmem lazım. | Open Subtitles | أنه ليس قراراً أقوم به بسهولة أنه قرار لا بد أن أنظر فيه |
| Eminim ki, bu düşünmeden aldığın bir karar değil. | Open Subtitles | أنا مُتأكّد أنّ هذا ليس قراراً توصلتِ إليه بسهولة. |
| Bu kolay alınacak bir karar değil. | Open Subtitles | ما أقصده أن هذا ليس قراراً سهلاً |
| Bak, bu alelacele verilmiş bir karar değil. | Open Subtitles | اسمع ، انه ليس قرار مفاجئ فكرت كثيراً تجاهه |
| Bu kendi kendine verebileceğin bir karar değil. Konuşabileceğin birisi var mı? | Open Subtitles | إنه ليس قرار يمكنكِ أخـذه بسهولة أهناك شخـص تستطيعيـن الحديث معـه |
| Bu kendi başıma verebileceğim bir karar değil, tamam mı? | Open Subtitles | هذا ليس قرار يمكنني اتخاذه بمفردي، حسنا؟ |
| Bilmenizi isterim ki şimdi söyleyeceğim şeyler benim aldığım bir karar değil. | Open Subtitles | نعم، أردت فقط أن تعلموا بأن هذا ليس قراري |
| Nerede basketbol oynayacağım, ya da oynayıp oynamayacağım... artık sadece benim verebileceğim bir karar değil. | Open Subtitles | هو هذا .. المكان الذي سـ العب به كرة السلة .. اذا كنت سـ استمر بـ لعب كرة السلة انه ليس قراري وحدي |
| Nasıl hissedeyim bilmiyorum ama bu benim vereceğim bir karar değil. | Open Subtitles | , و مجدداً , لا أعلم ما هو شعوري بخصوص ذاك . لكنه ليس قراري |
| Bu onların alabileceği bir karar değil. | Open Subtitles | أن هذا القرار ليس بيدهم |
| Bu bizim verebileceğimiz bir karar değil. | Open Subtitles | حسنٌ، ذلك ليس قرارنا كي نتخذه |
| Vermesi kolay bir karar değil. | Open Subtitles | مثل هذا القرار لا يمكن أن يكون يسيراً لتتخذه |
| Gerçi çok tatmin olduğum bir karar değil. | Open Subtitles | إنه ليس قرارًا أرتاح له تمامًا |
| Bu yalnız başına verebileceğin bir karar değil, O benim de oğlum! | Open Subtitles | هذا لم يكن قرارك لتصنعه هو ابني ايضا |
| Doğru karar değil bu. | Open Subtitles | هذا ليس القرار الصائب. |
| Basitçe verilecek bir karar değil ki bu. Yirmi yıldır bir yastığa baş koyduk biz. | Open Subtitles | إنّه ليس قرارا سهلا يمكنني اتخاذه إنّها امرأة عشت معها لعشرين عاما |
| Bu onun vereceği bir karar değil. Dün neredeyse Paige'in onur mansiyonunu kaybediyordum | Open Subtitles | ليس قرارها لتتخذه كدت أن أضيع مرتبة الشرف على " بيج " بالأمس |