| Tüm tekliflere açığım ve 48 saat içinde karar vermeyi planlıyorum. | Open Subtitles | كل الخيارات مفتوحة بالنسبة لدي و سأقرر ذلك بعد يومين |
| 48 içinde karar vermeyi planlıyorum." | Open Subtitles | سأقرر ذلك بعد يومين |
| İnsanlara erken yaşta, karar vermeyi ve buna nasıl katılacaklarını öğretmeliyiz. | TED | يجب أن نعلم الأطفال منذ الصغر عن اتخاذ القرارات وكيفية المشاركة في الرأي. |
| Çünkü bu sayede çocuklarınız erken yaştan temsilciliği ve karar vermeyi öğrenecek. | TED | لأنه يساعد على تدريب الأطفال على اتخاذ القرارات منذ الطفولة. |
| Bizler yaşlandıkça karar vermeyi bırakıyoruz. | Open Subtitles | كلما تقدمنا في السن يبدو اننا توقفنا .. عن اتخاذ القرارات |
| Bunun nedeni uzaktan kumandalı savaş uçaklarını mevzilendirdiğiniz zaman karar vermeyi insanlardan alıp silah platformunun kendisine iten 3 güçlü etkenin olmasıdır. | TED | وذلك بسبب أنه عند انتشار الطائرات دون طيار ظهرت ثلاثة عوامل قوية لدفع عملية صنع القرار بعيداً عن البشر إلى منصة الأسلحة بنفسها. |
| Fakat karar vermeyi insanlardan alıp makinelere veren ikinci güçlü güdüleyici atak var. Bu, santral ve insansız hava uçağı arasındaki bağlantıyı koparan elektromanyetik yayın karıştırma aracıdır.. | TED | ولكن هناك عامل ثان مؤثر للدفع بعملية صنع القرار بعيداً عن البشر وعن الآلات والذي هو التشويش الكهرومغناطيسي، قطع الاتصال بين الطائرات بدون طيار عن مشغلاتها |