| Yağmurlar başladığında, karlar eridiğinde üstesinden geleceğiz. | Open Subtitles | عندما يأتى المطر و عندما يذوب الثلج سنتابع طريقنا فوقها |
| İlkbaharda karlar eriyince cesedi ortaya çıkacak. İşte o zaman katilini bulacağım. | Open Subtitles | في الربيع وقالت انها سوف تأتي من خلال الثلج. |
| Ölüler buradaydı. Şimdi karlar altındalar. | Open Subtitles | هنا حيث الموتى كانوا لقد إختفوا تحت الثلج الآن |
| Ya da ormanda veya yollardaki donmuş karlar üzerinde... onunla omuz omuza çarpışmışlardı. | Open Subtitles | أو شخص الذين قاتلوا بجانبه في الغابة أو المجمدة اجتاحت الثلوج على الطرق. |
| İleride bu işten gelecek bütün kârlar dahil. | Open Subtitles | تتضمّن كلّ الأرباح المستقبلية من هذه المغامرة. |
| Birkaç hafta sonra tüm karlar erimiş olacak... bu son şansı olabilir. | Open Subtitles | سوف يختفي الثلج خلال اسبوعين سوف تكون هذه فرصتها الأخيرة.وسف لن تخرج بعدها. |
| Ama neyse ki, o zehirleme girişimi ve Bay Enderby'nin karlar içinde Exhampton'a gitmesi, senin için yeni bir şans oldu. | Open Subtitles | لو لم يكن محاولة التسميم التى رتبتها وترتيب السيد اندرباى للخروج فى الثلج الى اكسهامبتون |
| Yağmur yağıyor, karlar eriyor ama bu sular sokağın aşağısındaki şu mazgaldan içeri akıyorlar. | Open Subtitles | الأمطار تتساقط ، الثلج يذوب لكنّ الماء يتدفّق بطول الشارع وينزل في بالوعة الصرف هذه. |
| Baharda karlar erimeye başladığında çimler ve diğer bitkilerin gelişebilmesi için gereken su ihtiyacı karşılanmış olacak. | Open Subtitles | عندما ياتي الربيع القادم، الثلج سيزوّد رطوبة للأعشاب ونباتات أخرى تنمو. |
| karlar altında kalmış bir kabinde sevişme. | Open Subtitles | المشهد فى الكابينة، بينما تُدفن أسفل الثلج |
| Ve bahar gelince karlar eridiğinde, nerede donup gömülü kaldığını kimse hatırlamayacaktır. | Open Subtitles | وفي الربيع حين يذوب الثلج , لن يتذكر أحد أين كنت متجمدا ومدفونا |
| Kış boyunca karlar eriyene dek birlikte çalışacağız. Sana mükâfatların üçte birini vereceğim. | Open Subtitles | تعمل معي طوال الشتاء إلى أن يذوب الثلج وأعطيك ثُلث جائزتي. |
| Konser salonunda özenle hazırlanmış bir kış sahnesinde karlar yağarken Glee kulübü bir Noel şarkısı mı söyleyecek? | Open Subtitles | هل هذا يتضمن نادي غلي يعنون أغنية عيد ميلاد في المسرح مع سقوط الثلج في مسرح بمظهر شتوي؟ |
| Beni bayılttılar ve hatırladığım ilk şey Avatar Korra beni kurtardıktan sonra karlar üzerinde uyandığımdı. | Open Subtitles | , أنهم تغلبوا علي والأمر التالي الذي أتذكره كان الأستيقاظ في الثلج بعد أن أنقذتني الأفتار كورا |
| Sonbahar geldi ve birkaç hafta içerisinde karlar bu yamaçları kaplayacak. | Open Subtitles | هو الخريف، في بضعة اسابيع الثلوج الشتائية تذوب الى الممرات الجبلية. |
| Yemek bulabilmek için, anne, yavrularının kıyıya gitmelerine yol göstermeli. Ve aşağıdaki kıyılarda karlar erimeye başlamıştır. | TED | من أجل البحث عن الغذاء، يجب أن تقود الأمهات دياسمها نزولاً إلى الساحل، حيث تكون الثلوج قد ذابت بالفعل. |
| On binlerce yıldır erimeyen karlar devasa buzullar oluşturdular. | Open Subtitles | عبر العشرات من آلاف السنوات الثلوج الغير ذائبة ضغطت في كتل جليدية هائلة. |
| Kaydedilen kârlar % 8 oranında arttı... ve, bu trendin bu sektörde... önemli bir büyüme olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | إرتفعت الأرباح المسجلة ..بنسبة 8 في المئة وهذا الإتجاه يشير إلى أن ..هناك نمو كبير في هذا القطاع |
| kârlar hayır kurumuna gitsin. | Open Subtitles | دع الأرباح تذهب الى جمعية خيرية |
| İyi zamanlarda kısa vadeli gelirler ve kârlar getiriyor yani prim yapıyorlardı. | Open Subtitles | و ينتج عنهم أرباح و عوائد قصيرة المدى و بناء عليه عمولات |
| Benim işimden, aldığım riskten, döktüğüm terden büyük kârlar elde ediyorsun. | Open Subtitles | أنت تجني أرباحاً هائلة من عملي،و مخاطرتي،وعرق جبيني.. |
| Şu portakal tozunu araçların üzerine koyup yaptıkları kârlar. | Open Subtitles | الارباح التي حصلت عليها من وضع هذه البرتقاله |
| Bu çok ucuz ticari mal, şirketlere inanılmaz kârlar sağlıyor. | Open Subtitles | إنها سلعة رخيصة جدًا تكسب الشركات ربحًا مهولًا |