| Bir anlık cesaret ve tamam. kazığı sol eline al. | Open Subtitles | لحظة من الشجاعة وكل شيء سينتهي ضع الوتد في يدك اليسرى |
| Evet, kafasını kesinceye ve kalbine kazığı çakıncaya dek. | Open Subtitles | نعم، إلى أن قطعنا رأسها وغرسنا الوتد في قلبها |
| Gözlerine bakarken, kalbine kazığı sapladım. | Open Subtitles | لقد حدّقتُ بعينيه و غرزتُ الوتد بداخل قلبه |
| Kol'u hançerlemedin. Kalbime dayanmış Akmeşe kazığı işleri biraz zora soktu. | Open Subtitles | حسنٌ، توجيه وتد السنديان الأبيض صوب قلبي صعّب من الأمور قليلًا |
| Kalbime kazığı hangi açıdan sokman gerek? | Open Subtitles | كيف تغرس وتداً في قلبي؟ |
| Şimdi kardeşimin içindeki kazığı çıkarırsak beni öldürebilecek kaç kazık var? | Open Subtitles | الآن. بغض النظر عن الوتد الذي قتل أخي، فكم لديكم من أوتاد بوسعها قتلي؟ |
| Sonra seni bir güzel dövecek, seni sokağa atacak. Son olarak da kazığı kalbine saplayacak. | Open Subtitles | وبعدها تصفعك الساقطة أسفل الشارع الرئيسي هذا وإما أنها تغرسك بوتد |
| Hayır, ona saldırdım. Sonra bana kazığı sapladı. | Open Subtitles | كلاّ أنا أتيت فى إثره ، و غرس الوتد فى صدري. |
| Bu bir cinayetti. Biri kalbine bu kazığı saplamış. | Open Subtitles | هذه جريمة قتل، ثمّة من طعنه بهذا الوتد في قلبه. |
| O yüzden neden hepimizin güvende olması için kazığı bulup yok etmiyoruz? | Open Subtitles | لكنّي لا أحبذ تبيُّن ذلك بموتي، لذا لمَ لا نجد الوتد وندمره ونأمن جميعًا؟ |
| Yani tüm vampir ırkının kaderi senin bir kazığı bulmana bağlı. | Open Subtitles | إذًا مصير عرق مصّاصين دماء بأسره مرهون بإيجادكَ الوتد. |
| Davina hazır olduğu zaman kazığı alabileceğimizden eminim. | Open Subtitles | أوقن أن الوتد سيعود لمجريات اللّعب حالما تكون مستعدّة. |
| kazığı son anda çıkarttın. Biraz daha geç kalsaydın çoktan gitmiş olacaktım. | Open Subtitles | إنّك سحبت الوتد في اللّحظة الأخيرة، لحظة أخرى، وكنت سألقى حتفي. |
| Toprak kutunu bulacağım ve kazığı kalbine saplayacağım. | Open Subtitles | سأجد تابوتك و أدفع الوتد إلى قلبك |
| kazığı tam kalbine saplamalısın. | Open Subtitles | يجب أن نغرز هذا الوتد مباشرة في قلبه |
| Tıpkı gizli kamera gibi. Böylece onu bulup kazığı kıçına sokabiliriz! | Open Subtitles | إنها مثل آلة تصوير مراقبةِ، لذا يُمْكِنُ أَنْ .نجِدْه وندق وتد به |
| Ve annemizin büyüsü sağ olsun o bir vampir. Elinde de onu öldürmeyen bir akmeşe kazığı var. | Open Subtitles | وصار مصّاص دماء بفضل أمي، حتّى أنّ وتد السنديان الأبيض لا يقتله. |
| Johnathan Gilbert senden nefret ediyordu. Tek pişmanlığı, senin kalbine kendi elleriyle kazığı saplayamamaktı. | Open Subtitles | (جوناثان غيلبرت) قدّ كرهكِ ، ندمه الوحيد أنه لمّ يغرس وتداً فى قلبكِ بنفسه. |
| İç içe iki tane halka şeklinde tahta kazığı nehir yatağına koyarız. | Open Subtitles | حلقتان من أوتاد الخشب، واحدة داخل أخرى، مدفوعة إلى قاع النهر |
| Silas'ı gördüğünü iddia ederek beni ormana doğru çekti. Sonra da bana kazığı sapladı. | Open Subtitles | قادني للأحراج زاعمًا أنّه رأى (سايلس)، ثم طعنني بوتد |
| İçeri girip bana kazığı getireceksin. | Open Subtitles | ستدخل إليه وتأتي بالوتد. |
| Dönüşmeye başlarsan, kalbine kazığı şahsen saplayacağım çünkü biz dostuz. | Open Subtitles | إذا بدأت بالتحول سأغرس بنفسي وتدا في قلبك لأننا صديقان |
| - Kanı uzaklaştırın. - kazığı sapla! | Open Subtitles | أبعده عن الدماء أطعنه |