| Bir keresinde mektubunu almıştım, ve haftada benden sedece 27$ fazla kazanıyorsun. | Open Subtitles | أتلقى بريدك أحياناً، وأنت تجني فقط 27 دولار أسبوعياً زيادةً عني |
| Jim teknik olarak haklıydın. Parayı sen kazanıyorsun. | Open Subtitles | لا , فعلياً يا جيم أنت محق أنت الذي تجني المال |
| Söylesene Wyatt... sen ne kadar kazanıyorsun? | Open Subtitles | قل لى يا ويات كم تكسب ، حوالى 100 دولار فى الشهر و دولاران مقابل كل إعتقال ؟ |
| Yapımcı sensin, bu yüzden büyük para kazanıyorsun. - Ne yapacağız şimdi? | Open Subtitles | أنتِ المنتجة يا صغيرتي هذا سيجعلك تجنين الكثير من النقود |
| Diyorum ki, her beş elin ikisini kazanıyorsun ve her seferinde de aynı eller. | Open Subtitles | أقول أنك تفوز بدورتي ورق من أصل خمسة و دائماً هي الدورتين ذاتها |
| Akıllı ol. Ne kazanıyorsun? | Open Subtitles | هيا فكر بذكاء ماذا تربح من وراء كل هذا ؟ |
| Yılda yüz binler kazanıyorsun ve bunu mu kullanıyorsun? | Open Subtitles | أنت تجني أكثر من 200000 دولار في السنه و تقود تلك؟ |
| Burada ne kadar para kazanıyorsun? | Open Subtitles | لن تتعامل معي بشيء كم تجني من العمل هنا ؟ |
| İyi para kazanıyorsun ama daha bir muhasebecin bile yok. | Open Subtitles | أنت تجني مالاً جيداً وليس لديك حتى محاسب |
| Tonla para kazanıyorsun ama hâlâ paramız yok. Büyük bir iş peşindeyim. | Open Subtitles | -أنت تكسب كل هذا المال , لكننا لانزال لانحصل على أي شيء |
| - Kısacası artık geçinemiyorum. - Yapma. Sayemde iyi kazanıyorsun. | Open Subtitles | ـ أعني ، أنني لا أستطيع الإستمرار على هذا المنوال ـ أنت تكسب جيداً معـي |
| Daha çok kazanıyorsun diye kararları sen veriyorsun. | Open Subtitles | تكسب مال أكثر لذا أنت يمكن أن تتخذ القرارات |
| Olay şu ki; ona bakacak kadar kazanmamana rağmen Medicaid'ten sağlık yardımı alamayacak kadar da çok kazanıyorsun. | Open Subtitles | في الحقيقة ، أنتِ لا تجنين كثيرا حتى نعالجه وأنت مؤهلة جدا للمساعدة الطبية للفقراء هذا هذه التي أردتِ مني أن أراها |
| Madem artık iyi para kazanıyorsun arkadaşını teşekkür yemeğine çıkarabilirsin. | Open Subtitles | مهلاً، الآن بما أنك تجنين مالاً وفيراً ربما تدعين صديقتك على وجبة عشاء راقية لشكرها |
| Bir kaç el oyun kazanıyorsun. | Open Subtitles | تفوز ببعض النقاط ثم تضيء كل هذه المصابيح |
| Yine sen kazandın. Her zaman sen kazanıyorsun. Biri bana bu kuşun hastanemde ne aradığını söyleyebilir mi? | Open Subtitles | أنت تفوز من جديد كالمعتاد هلا يشرح لي أحدكم ما يفعله هذا الطائر في مشفاي؟ |
| - Çünkü her sene sen kazanıyorsun, ben ikinci geliyorum. | Open Subtitles | -لماذا ؟ -كل سنة تربح ، وأنا ألعب ثانيةً |
| Şimdi ise sen bir ödül kazanıyorsun, | Open Subtitles | و الآن أنتِ تفوزين بجائزة، أنتِ لا تشيخين بالطريقة الّتي أريدها |
| Evet, para kazanıyorsun. Neden hala burada çalışıyorun ki? | Open Subtitles | أنتِ تكسبين مالاً جيّداً لماذا ما زلتِ تعملين هنا؟ |
| Ne kadar para kazanıyorsun? | Open Subtitles | كم مقدار ما تجنيه من مال؟ |
| Yığınla para kazanıyorsun. Neden bu işi bırakmıyorsun? | Open Subtitles | أنت تتقاضى مبلغا كبيرا من المال , وتلبس كموظف بنك لم تفعل هذا ؟ |
| Ben öyle cesur değilimdir. Şimdi oraya gidip o cesareti kazanıyorsun yoksa çelikten bacaklarımı kıçında kırarım. | Open Subtitles | إما أن تكتسب ذلك القدر من الشجاعة فورًا، أو سأحطّم ساقيّ الفولاذيين على مؤخّرتك. |
| Çatışmanın iki tarafına da oynuyorsun. Ülken yanarken sen para kazanıyorsun. | Open Subtitles | تتعاون مع جانبيّ الصراع، وتجني المال بينما تحترق بلدك. |
| Ve sen hayatını insanları eğlendirmek için kendini kilitleyerek kazanıyorsun. | Open Subtitles | وأنت، تحبس نفسك للترفيه عن الناس من أجل لقمة العيش. |
| kazanıyorsun. | Open Subtitles | تمكنت منه |
| kazanıyorsun. | Open Subtitles | أنت رابح حقيقي. |
| Kaybetme sözü verip yarışı kazanıyorsun. | Open Subtitles | نحن اتفقنا أن تخسر السباق، ولكنك فزت |