| Bir projenin 500 milyon dolarlık kaybı, başka birinin kazancı olabilir. | Open Subtitles | خسارة نصف بليون دولار بمشروع واحد ربما يكون ربح لطرف آخر |
| Her birimizin bir kazancı olacak. | Open Subtitles | جميعنا سيكسب شيئاً من هذا |
| Eğer kazanırsak ihtiyacım olan parçaların ücreti dışındaki tüm kazancı sen alırsın. | Open Subtitles | وإذا ربحنا... خُذ كل الأرباح ناقص منها ثمن الأجزاء التي أحتاجها أنا. |
| Bu birilerinin kaybının diğerlerinin kazancı olduğu anlamına mı geliyor? | TED | هل معني ذلك أن مكسب شخص لابد وأن يكون خسارة شخص آخر ؟ |
| Öğlene kadar, önceki yılın tüm kazancı kaybedilmişti. | Open Subtitles | بحلول الظهر، كلّ مكاسب السنة السابقة قد أزيلت |
| Böyle bir deneyden kimin kazancı olur? | Open Subtitles | من سيستفيد من تجربة كهذه؟ |
| Bundan bir kovan olsun, kerhanenin kazancı üçe katlanır. | Open Subtitles | دلو واحد من هذه ثلاث مرات أرباح بيوت الدعارة لهذا الأسبوع. |
| Gösterilen kanıt da neredeyse hep üniversite mezununun kazancı: Üniversite mezunun ortalama olarak lise mezunundan %56 fazla kazandığı. | TED | كما أن البرهان الإعتيادي المعطى هو قسط الكلية: خريج الجامعة الذي يجني في المتوسط 56% أكثر من خريج المرحلة الثانوية. |
| Bu çift için 600 doların üzerinde kazancı var. | TED | هنا ربح أكثر من 600 دولارًا بحذاءٍ واحد. |
| Kişisel kazancı için türümüze ne kadar kolay ihanet ettiğini önceden gördünüz. | Open Subtitles | رأيت بنفسك كيف خان بسهولة عرقنا لأجل ربح شخصي |
| Ama bizim kaybımız CIA'in kazancı oldu sanırım. | Open Subtitles | لكن أعتقد خسارتنا هو ربح للمركز ، أليس كذلك ؟ |
| Her birimizin bir kazancı olacak. | Open Subtitles | جميعنا سيكسب شيئاً من هذا |
| Ayrılırsan ne kazancı olacak? | Open Subtitles | حسنا , ماذا سيكسب أن رحلتي ؟ |
| Sana kazancı göndereceğim, komisyonumu çıkarıp ve tebrikler, kitabı yayınlanmış bir yazarsın, dostum. | Open Subtitles | سأرسل إليك الأرباح بعد حسم عمولتي. وتهانيّ، أصحبت كاتباً له أعمال منشورة. |
| Evi sat ve kazancı böl. | Open Subtitles | أريد أن أضغط لنبيع المنزل ونقسم الأرباح |
| Sefaletimizin nedeni, bize acı veren zayıflığımız ve bizim ızdırabımız onların kazancı oluyor. | Open Subtitles | إنهم القيد الذى يحكُمنا سبب تعاستنا معاناتنا مكسب بالنسبة لهم |
| Lisa'nın kaybı New York'un kazancı. | Open Subtitles | نعم . فقدان ليزا هو مكسب لـ نيو يورك |
| Sizin kaybınızın başkalarının kazancı olduğunu öğrenmenin tesellisi ile rahat edin. | Open Subtitles | حسنا , أنت وهو سوف تسعدون بمعرفة أن خسارتكم ستكون مكاسب للآخرين |
| Sermaye kazancı olarak toprak satıp, hiç vergi ödemeden kurtulabileceğimizi biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | أتدركين أننا يمكن أن نبيع الأراضي كما مكاسب رأس المال ولاندفع أي ضريبة على ذلك مطلقاً؟ |
| Cheng'in, Çin ve Amerika arasında savaş başlatarak ne gibi bir kazancı olabilir ki? | Open Subtitles | ما الذي سيستفيد منه (تشانغ) بإشعاله حرباً بين (الصين) و(الولايات المتحدة)؟ |
| Ne kazancı olabilirdi? | Open Subtitles | سيستفيد بماذا بالضبط؟ |
| Ve bunun hakkında güzel olan; Bu parayı boşa harcamak değil, burada özgürlük kazancı var. İnsanları kendilerine çalışmak için kölelikten kurtadığınız zaman motivasyon bulacaklar mı? | TED | والشيء الرائع بحياله هو أنه ليس مبلغا سنخسره، ثمة أرباح تجلبها الحرية. عندما تخلص البشر من الاستعباد ليعملوا لإعالة أنفسهم، ألن يكونوا جد متحفزين؟ |
| Aylık kazancı benimkinden 200 Yen daha fazla diye bana tepeden bakıyor. | Open Subtitles | يجني 200 ين زيادةً عني لذلك يحتقرني |
| İnsanlar en az uğraş ile kendilerine en çok kazancı getirecek yolu seçerler. | Open Subtitles | الناس تختار الطريق الذي يوفر لهم أفضل النتائج بأقل مجهود |