| - Bobby'nin kefalet duruşması varmış. | Open Subtitles | بوبي لديه جلسة كفالة هذا الولد سيكون المتسبب بموتها |
| Leland'ın kefalet duruşması. Leo'nun yeterlilik sınavı. | Open Subtitles | ليس أمامي سوى جلسة كفالة "ليلند" واختبار "ليو" البدني. |
| Bu öğlen bir kefalet duruşması var. | Open Subtitles | حددت جلسة كفالة عصر اليوم |
| Küçük bir mesele yüzünden olan bir kefalet duruşması. Ki o günden sonra sorun halledilmiş. | Open Subtitles | جلسة الكفالة على مسألة بسيطة ولقد حلّت منذ فترة |
| kefalet duruşması 2 gün sonra saat 17:00'de yapılacaktır. | Open Subtitles | تم تعيين جلسة الكفالة لليوم بعد غد |
| Kulübün yarın kefalet duruşması var. | Open Subtitles | العصابة لديها جلسة استماع كفالة في الغد |
| T.J. Karsten'ının da yeni bir kefalet duruşması olacak. | Open Subtitles | والآن ، (تي جي كارستن) لديّه جلسة كفالة أخرى |
| Bay McAllister, neden bu davada yeni bir kefalet duruşması yapmamız gerekiyor? | Open Subtitles | السيد (ماكليستر) لماذا نحن بحاجة إلى جلسة كفالة أخرى لهذه القضية؟ |
| Monroe'nun kefalet duruşması yarın. | Open Subtitles | حسناً " مونرو " لديه جلسة كفالة غداً |
| Hâkim Redding yeni kefalet duruşması talebini çoktan reddetmiş. | Open Subtitles | القاضية (ريدنغ) رفضت طلب جلسة كفالة جديدة |
| kefalet duruşması 5'de. | Open Subtitles | جلسة الكفالة في الخامسة |
| Ama avukat olmadan konuşmayacaktır. kefalet duruşması yarın yapılacak. | Open Subtitles | جلسة الكفالة الخاصة به غدًا |
| Burada 2 gün sonra saat 17:00'de kefalet duruşması yapılacaktır, Bay Landry. | Open Subtitles | و سيكون هناك جلسة استماع الكفالة هنا ، بعد غد (فى الخامسة, سيد (لاندرى |
| Kulübün yarın kefalet duruşması var. | Open Subtitles | لدينا جلسة استماع غداَ |